15 Temmuz sonrası sürekli okuyorum ve araştırıyorum!
Bu Paralel Yapı denen FETÖ Terör örgütünün yıllar boyunca nasıl bir yapılanma içine girdiklerini, insanları nasıl kandırdıklarını, insanların nasıl kanlarını emdiklerini, abla adı altında kadınları nasıl kullandıklarını, cemaat imamları denen hainlerin nasıl tezgahlar kurduklarını haber sitelerinden ,yazılı ve görsel medyadan sürekli takip etmekteyim.
Devlet içinde devlet olur mu? Bu hainler devlet içinde devlet yapılanması içine gitmişler. Devletin en önemli yerlerini ele geçirdikleri gibi sivil toplumun içine de virüs gibi salmışlar kendilerini. Paralı varlıklı ailelerin çocuklarını nasıl tezgaha düşürdüklerini, içlerinde ki çulsuzları nasıl zengin ettiklerini duydukça, okudukça kanım donup, tüylerim diken diken oluyor. Bu şerefsizler ilk önce ekonomik olarak güçlenmişler. Daha sonra orduyu, yargıyı, emniyeti, eğitim kurumlarını ve bir çoook kurumu ele geçirmişler! Bizler düşmanlarımızı dışarda ararken meğer en büyük düşmanımız içimizdeymiş! Kurtuluş savaşından sonra bize hiç kimse bu Fetö Terör Örgütünün yaptığını yapmadı.
Dede Korkut ne güzel dile getirmiş bu kahpe, hain, alçak Fetö Terör örgütünün bu gün ülkemize, milletimize yaptıklarını! ‘’Kahpe içerden olunca kapı kilit tutmaz oğul. Halkın içinde bozgunculuk yapan haindir oğul !’’ öğütü bugün 15 Temmuz gecesi ve sonrası olanlara daha net ışık tutmaktadır.
Bu yapı öyle çarpıklıklarla dolu ki bunlara kendimce müslüman dersem çarpılırım! Kuran ve sünnetten uzak süslü, püslü kelimelerle insanların zayıf yönlerini iyi etüt edip direk damara hitap etmişler. En güzel kadınları toplayıp kendilerine biat ettirmişler. Kendi adamlarını yüksek maaşlarla özel sektörde görev vermişler. Devletin kalbini, beynini, ciğerlerini ele geçirmişler. Yahudiye hizmet edip vatanı bölmeye çalışmışlar. Hırıstiyan Dünyasının emrinde olup, ülkemiz üzerinde oynanan, tezgahlanan çarktaki en büyük dişli olmuşlar.
Milleti haince vuran bu kahpelere Mehmet Akif Ersoy nede güzel söylemiş.’’ Tükürün milleti alçakça vuran darbelere, tükürün onlara alkış tutan kahpelere.’’
İşte bizim 15 Temmuz’da ve sonrasında olduğu gibi bundan sonra da millet olarak bu kahpe ve hain alçakları aramızda barındırmamız gerekir. Bunlara hak ettiklerini millet olarak vermeliyiz!
Türkiye etrafı ateşle çevrili bir gül bahçesi derken bugün bu gül bahçesine içerden hainler ateş salmışlardır.
Bizler Türkü, Kürdü, Alevisi, Çerkeşi, Lazı,Sünnisi ile aynı bayrak altındaki gemide olan bir milletiz. Onun için hiçbir dış güç ve içerde var olan hainlerin gücü bu milletin bir parçasını bu gemiden indirmeye gücü yetmez..
Yüce devletimizi idare edenlere düşen en büyük görevde ki öncelik; vatanın her tarafına sızıntı yapmış bu hainleri temizlemek ve içinde bulunduğumuz yangın bahçesinden vatanımızı kurtararak, ülkemizin toprak bütünlüğünü korumak ve insanlarımızın dini, kültürel ve mezhepsel çeşitliliğinin devamlılığını sağlamak, tek tipleşme ve homojenleşmeye engel olunması, barış, kardeşlik, dostluk içerisinde halkımızın yaşamalarını sağlamak olmalıdır…