Spor özellikle de Fenerbahçe tutkum.Gerçeği yansıtmayan haksız yazılara karşı yazmak için buradayım

23 Eylül 2020 Çarşamba

DEV DERBİYİ KİM KAZANIR?


EDV DERBİYİ KİM KAZANIR

Süper Lig’de nefesler tutuldu.

Tüm gözler ligin 3. Haftasında 27 Eylül Pazar akşamı Türk Telekom Stadyumunda oynanacak olan dev derbiye çevrildi.

Taraflı tarafsız gündemin ana maddesini, ”Dev Derbi’yi kim kazanacak?” sorusu oluşturuyor

Galatasaray, ligin ilk iki haftasındaki performansa göre maçın favorisi diyenler olduğu gibi, derbinin favorisi olmaz diyenlerde çoğunlukta.

İlk iki haftada Galatasaray spor yorumcularının ve taraftarlarının beğenisini kazandı.

Ligin son şampiyonu Başakşehir karşısında, oyun olarak ilk haftaya nazaran daha üstüne koymuş, olabildiğince çabuk, oyun planı daha oturmuş, daha hazır olan bir Galatasaray seyrettik.

Galatasaray’ın sahaya çıkacak olan kadrosu hemen hemen belli. Takımda çok fazla yeni oyuncu grubu yok, birbirlerini tanıyan ve tamamlayan oyunculardan kurulu olması Pazar akşamı Galatasaray için büyük bir avantaj ouşturmaktadır.

Son maçta kaleci Fatih, Muslera’yı aratmadı.

Savunmadaki stoperler, Luyindama ve Marcao şuan ligimizin en formda ve en uyumlu stoperleri. Önde oynayan arkadaşlarına büyük güç veriyorlar.

Taylan iki haftada bir yıldız gibi parladı.

Belhanda acayip form tutmuş. Son derece etkili oynuyor.

Falcao ve Diagne formdalar. Duran topuda (penaltı),gelen topuda içeri atıyorlar!

Forvet bölgesi olarak Galatasaray ligimizin en sorunsuz takımı.

Birde Fatih hocanın takıma katkısını da unutmamak lazım!

Galasaray’da sahada oynayan oyuncuların birçoğu güç olarak iyi durumdalar. Sezona iyi hazırlanmışlar. Saha içi devamlılıkları ile ön plana çıkan oyuncu sayısı bir hayli fazla.

Ve en önemlisi çok fazla pozisyon hatası yapmıyorlar.

Bunlar Galatasaray için ilk iki haftada göze çarpan artılar.

Fenerbahçe’ye gelince:

Fenerbahçe lige aslında çok moralli başladı.

Sevgi limit tanımaz sloganı altında takıma TÜRKİYE şartlarına göre, yerinde nokta atışı yapılan kariyerli oyuncu transferleri taraftarı mest etti.Takımın neredeyse tamamı  (Gustavo, Ferdi, Ozan,Tolga, Serdar, Deniz, Altay dışında ) değişti.

Son iki senenin sahadaki çöküntü takım sil baştan yeniden yapıldı.

Takımın en etkili silahı olmaz ise olmazı Vedat MURİÇ bile limite takılmamak adına çok iyi bir paraya satıldı.

Alınan oyunculardan Gökhan ve Caner çubukluya alışık olan, Fenerbahçe forması altında yıllarca ter döken oyuncular olması Fenerbahçe için şanstı.

Jose Sosa’nın tartışılmaz bir oyuncu olduğunu kabul etmeyen yoktur.

Tiam, Valancia, Novak, Sangare ve Sinan gibi oyuncular oynadıkları takımlarda iyi işler çıkarmış, kendilerini ispatlamış oyucular olarak göze çarpıyorlardı.

Son iki sezonun kanayan yarası olarak görülen defans hattına yeni stoperler alındı.

Mauricio Lemos, Marcel Tisserand ve iki beki ile birlikte defans hattı komple değişti. Orta sahası, kanatları, alınan ve alınacak  forveti ile, hocası ile tamamen yepyeni bir takım oluşturuldu.

İsimler üzerinden bire bir gidildiğinde ortaya çok iyi bir takım çıktığından hiç kimsenin şüphesi yok gibi durmaktadır. Fakat takıma monte edilen 13 yeni transferin içindeki birçok oyuncunun yaşlı olması, saha içinde birbirleri ile uyumu nasıl olacak sorusunu da akıllara getirmekten geri kalmadı.

Fizik gücü yüksek, daha genç ve koşan takımlara karşı bu Fenerbahçe ne yapar sorusuna bu hafta dev derbide biraz olsun cevap bulacağız.

Fenerbahçe henüz tam manası ile hazır değil. Ortada kurulan yeni bir takım var.

İki haftadaki performansa baktığımızda Fenerbahçe; oyun olarak ağır, çabukluktan ve üretkenlikten uzak bir görüntü çizdi.

Hatayspor maçındaki Fenerbahçe’de oyun düzeni olarak göze çarpan hiçbir olumlu hareket yoktu. Saha içirişinde yaratıcı oyuncu sayısının azlığı, oyunu bir türlü istenilen kıvama getiremedi.

Kadro yapısına bakarak çubuklunun sahada ışıl ışıl parlamasını hayal edenler, sahadaki oyun neticesinde biraz hayal kırıklığı yaşadılar.

İki hafta itibari ile Erol hocada saha içine sihirli dokunuşlar yapamadı.

İki hafta sonunda acilen kaliteli bir forvetin şart olduğu herkesin ortak noktada buluştuğu tek yer olarak göze çarptı.

Yıldız diye büyük umut bağlanan Ferdi, Taylan gibi parlayamadı. Sahaya çıkan son iki ilk on birin içerisinde Ferdi’nin başarılı olması bir hayli zor.

Ancak sahada Mert Hakan, Sosa gibi adamlar olursa o zaman Ferdi’den verim alırsınız.

Savunma anlamında Atakaş Hatayspor ve Rize maçları çok ölçü olmadı. Açıkçası Hatayspor hücumu Akdeniz’de unutup Kadıköy’e gelmişti. Savunma için asıl sınavını bu hafta diyebiliriz.

Pazar akşamı dev derbide her iki takımdan da fantastik bir oyun beklemek hayal olur. Nedeni ise futbolu güzelleştiren seyircinin ve Fenerbahçe’nin hazır olmayışı sahada daha çok taktik savaşı şeklinde geçecektir.

Şimdilik Fenerbahçe’de taşlar tam yerine oturmadığı ve takımların form durumları göz önüne alındığında Pazar akşamı istatistikler Galatasaray’ın galip geleceğini gösterse de, bu Galatasaray için kolay olmayacak gibi duruyor. Fenerbahçe, topsuz oyunda Galatasaray’ın etkili ayaklarını bozup ve kilitlerse işte o zaman Galatasaray’da işler ters gidebilir. Nitekim Fenerbahçe’ de bunu yapabilecek güce sahip bir takım.

Çünkü Fenerbahçe mutlak kazanmak zorunda olduğu bir maça çıkıyor.

Hal böyle olunca önce beraberlik, sonrada Galatasaray bir boy farkla kazanır gibi duruyor.

 

Pazar akşamı derbiye yakışan bir maç olsun. Hakem hataları ile birlikte ‘’VAR’’ odası kararları değil, sahadaki futbolun güzellikleri konuşulsun deyip Pazar gecesini dört gözle bekleyelim…