Spor özellikle de Fenerbahçe tutkum.Gerçeği yansıtmayan haksız yazılara karşı yazmak için buradayım

23 Kasım 2020 Pazartesi

TRAFİKTE TELEFONLA OYNAMAK!

 

TRAFİKTE TELEFONLA OYNAMAK!

Sabah işe gelmek için durakta servis bekliyorum.

Trafik yoğun!

Yaklaşık yarım saat trafik yoğunluğundan dolayı durakta servis bekledim.

Servis beklerken ister istemez gözünüz sağa, sola kayan ya da olduğu yerde kalan araçlara ilişebiliyor.

Tamda bu durumu özetleyen durum geldi gözümün içerisine girdi.

Önümde bir araç, hep sola doğru kaydı. Sürücünün elinde telefon nereye gittiğinin farkında değil.

Neredeyse soldaki araçlara vurdu vuracak!

Mağdur olabilecek araçlardan bir sürücü Allah’tan kornaya bastı da kendine geldi!

Bu olaydan sonra ağır ağır giden trafikteki araçları seyretmeye başladım!

Bakalım kaç sürücünün elinde telefon var? Yola mı yoksa telefona mı bakıyor diye.

İnanılması güç ama gerçek olan olayın fotoğrafını çektim!

Ağır giden trafikteki sürücülerin yaklaşık 3 te 1’i elindeki telefonla haşır neşir!

Trafik umurlarında bile değil!

Solunda ki araca yol vermemiş, diğer aracın yoluna girmiş, trafiği daha da beter hale getirmiş olmalarının hiçbir önemi yok!

Unutmayalım!

Trafikte telefonla konuşmak ya da mesajlaşmak dikkat dağıtıyor.

İster istemez saçmalıkların yapılmasına böylelikle de kazaların ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir.

Ben iddaa ediyorum araç kullanan sürücülerin %70’i trafik kurallarını ve araç kullanmayı bilmiyor!

Düşünsenize; Siz trafik hız limitinin size müsaade ettiği limitte sağ şeritten gidiyorsunuz, arkadan gelen araç size selektör yapıyor!

Aldırış etmiyorsunuz birde kornaya basıyor! Aklı sıra hızlan diyor!

Vay anasını be adam sizi geçecek ama geçemiyor sürekli selektör ve korna!

Aracına binen herkes yol benim diyor!

Yollar sadece kendilerine özel yapılmış ya da babadan miras kalmış!

Başkası kullanmaz modunda!

Kazaları en asgariye indirmek için yapmamız gerekenler çok basit!

Öncelikle trafik kurallarını iyi öğrenmemiz gerekmektedir.

İkincisi ise hem kendimizi hem de diğer sürücüleri korumamız gerektiğinin gerçeğidir...

Ondan sonrası yüce yaratan ALLAH'a kalmıştır…

17 Kasım 2020 Salı

HEY CORC !

 HEY CORC!

Hayat pahalılığı Covit 19 ile yarış edercesine her geçen gün artmaktadır!

Dolar, Euro almış başını dere, tepe, düz demeden gidiyor.

Bu sıralar biraz düşmüş gibi olsa da 11 aylık süreçte Dolar, Euro ve Altında ciddi derecede artışlar oldu.

Hal böyle olunca olan yine dar gelirli işçiye oldu.

Alım gücü düştü.

Çarşı, pazardaki fiyatlar karşısında şaşkına, market, manav, şarküterindeki artışlar da ise acizliğe uğradı!

Fiyatlarda sürekli bir yükseliş söz konusu.

    .Geçen yılın geliri ile markete, pazara gittiğimizde geçen yılın aynı dönemine göre nerdeyse % 50-60 daha az şey alınabilmektedir..

  • Mevcut gelirlerimiz ile alım gücümüzün zayıflaması bizleri yoksulluğa doğru sürüklemektedir.

    Aylık alım gücü kaybımız ciddi derecede artış göstermektedir.

    Bugün 100 Euro yada Dolar küçük bir para gibi gözükse de TL’ye çevirdiğimizde ciddi rakam ediyor.

    100 Euro neredeyse 1000 (Bin) TL.

    İşte buradan işçinin kaybını net olarak görebiliyoruz.

    Ocak ayında asgari ücretli bir çalışan, aldığı ücretle 335 Euro alabilirken bugün 235 Euro alabilmektedir.

    Arada ciddi bir rakam söz konusu.

    Yıl başında asgari ücrete yapılan zam şu an buhar olup uçtu gitti

    Bu fark işçinin ciddi derecede yoksullaştığının göstergesidir.

    Hakan Peker’in 90’lı yılarda ki meşhur şarkısı bugünleri net özetlemektedir.

    Hey Corç, versene borç!
    Olmaz Maykıl, bende de yok!