Spor özellikle de Fenerbahçe tutkum.Gerçeği yansıtmayan haksız yazılara karşı yazmak için buradayım

31 Mayıs 2022 Salı

İstanbul Sığınmacılardan Geçilmiyor!

İSTANBUL SIĞINMACILARDAN GEÇİLMİYOR!

Son günlerde tartışmaların başındaki iki sorun hayat pahalılığı ve Türkiye’de yaşayan sığınmacılar!

Bugün İstanbul nüfusu, konumu ve tarihi ile dünyanın en büyük metropollerinden biridir.
Hemen hemen tüm dünyanın gözü üzerinde olan İstanbul için yıllar önce Amerikalı yazar Joseph Heler; ‘’İstanbul dünyanın gerçek başkentidir. Coğrafya konumu bakımından dünyada rakibi yoktur.’’ diyerek İstanbul’un önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Uzun yıllardan beri birçok şaire, yazara, düşünüre, bestekara, filozofa ilham kaynağı olmuştur. Adına bir sürü şarkılar, sözler, beyitler, ağıtlar yazılmıştır.

O eşsiz manzarası ve muhteşem atmosferi ile adeta tüm dünyayı büyülemekte  olan 
İstanbul yeryüzünün en güzel şehridir. 

Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, her karış toprağında bir hazine saklı bu eşsiz şehir bugün neredeyse birçoğu Suriyeli olan Araplara teslim edilmiştir.

İstanbul'da yaşamak farklı bir şeydir, İstanbul'u yaşamak ise farklı bir şey diyenlere inat bugün İstanbul’da yaşayanlarda, İstanbul’u yaşayanlar da Araplardır.

Sokaklara çıktığınızda Türkçeden daha çok Arapça konuşan insanlara rastlamaktayız.

Başta metrobüs olmak üzere toplu taşımalar Araplardan geçilmiyor!

Parklar, bahçeler, sahil kordonlarında yine sığınmacı adı altında ülkemize aldığımız kişilerle dolu.

Nargile tutkularını hayatlarının her alanlarına taşımaktalar!

Bu insanlar son derece rahat! İstedikleri şekilde hareket edebilmektedirler.

Saygı ve eğitim Arap topraklarında unutulmuş!
Özgürlük adı altında İstanbul'da çılgınca yaşamaktadırlar!

Hep bir koşturmaca, kovalamaca içerisindeler.

Ellerindeki telefonlarla bağıra bağıra konuşmaların eşliğinde son derece hızlı hareket ederek insanda kuşkuya ve şüpheye yol açmaktadırlar.

Dolayısı ile başta şahsım adına ve birçok arkadaşımda artık kendi vatanımızda, yaşadığımız şehirde yabancı gibi olduğumuzu düşünmekteyiz.

Paralı olan Araplar İstanbul’un en güzel yerlerini parsellediler. İşte bu paralı olan Araplar gerçek anlamda İstanbul’u yaşamaktadırlar!

Paralı olmayanlar ise mülteci ya da sığınmacı adı altında devlet tarafından destek alanlar da İstanbul’da yaşayanlardır!

Bize düşen ise yine çalışmak, çalışmak, çalışmak!

Vergimizi eksiksiz tam ödemektir!

Kendi vatanımızda yabancı gibi yaşayabilmektir!

‘’Ah İstanbul!
Anadolu’dan bir ümit ile geldik sana!
Seni yaşayamadan sadece sende yaşayarak geçti ömrümüz!
Ümitlerimiz hayal oldu!’’