Spor özellikle de Fenerbahçe tutkum.Gerçeği yansıtmayan haksız yazılara karşı yazmak için buradayım

20 Şubat 2016 Cumartesi

İYİ FUTBOLCU OLMANIN ALTIN KURALLARI !




Günümüzde yüzyılın en çok ilgi gören sporlarından futbol dalında iyi futbolcu olmanın altın kurallarını sizlere kısaca anlatmaya çalışacağım.



Futbol endüstrisi maliyetleri yüksek olduğu için çok fazla ilgi görmeye başladı. Futbolu basit bir iş gibi görenler; bu kadar basit bir işte bu kadar fazla para kazanılmasını kolay bir iş gibi algılamaya başladılar. Fakat gerçekler böyle değil. Erken yaştaki çocuklarımızda çok az da olsa futbolcu kumaşı hissettiğiniz de ; Acaba  futbolcu olur mu? diye aklınıza bir soru geliyorsa o zaman doğru yerdesiniz demektir.


 


İyi Futbolcu Olmanın belli başlı altın kuralları vardır. Bunları hep birlikte incelememiz gerekmektedir.




Futbol Hakkında Teknik Bilgiler Edinmelisiniz.


 

Hayalinizde çok iyi bir futbolcu olmak varsa; futbolu sadece yüzeysel değil a’dan z’ye her konusunu bilmekle başlamak gerekir. Bunun için Futbolu bilenlerin yanında iyi eğitim almak gerekir.

Kitap Okuyun ve Entellektüel Olun.

 

Kitap okuma ile ilgili  ne alaka şimdi? diyebilirsiniz. 1978 senesinde Dünya Kupası’nı kaldıran Arjantin takımının teknik direktörü Cesar Luis Menotti’nin o dönemde yaptığı bir açıklamayı hatırlatmakta fayda var. Cesar Luis Menotti der ki; ”Sadece futboldan anlayan futboldan da anlamaz. Entellektüel yapınız ne kadar gelişirse futbol zekanız da o kadar gelişecektir.” İfadeleri sizlere saha içerisinde fayda sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki kitap okumak zekayı geliştirir ve bu da her meslekte olduğu gibi futbolda da zekanızı kullanmanızı sağlar ve unutmayın futbol bir zeka oyunudur.

Mevkinizi Belirleyin.


 

Futbol hayatı kısa sürenlerin bir çoğu yanlış mevki tercihlerinden kaynaklanmaktadır. Ama gerçek mevkinizi erken bir zamanda netleştirirseniz bu size çok büyük bir avantaj sağlayacaktır kuşkusuz. Futbolu sevenler, genelde futbolun sürekli topla haşır neşir olmaktan ibaret olduğunu düşünebilir. Bu yanlış bir düşüncedir. Çünkü öyle olsaydı, kaleci ve defans diye bir mevki olmazdı. Erken yaşta hangi mevkiinin adamı olduğunuzu keşfederseniz daha başarılı olursunuz. Her futbolcu her mevkide oynar diye bir kural yoktur. Kural her mevkiinin bir adamı vardır.

Hedef ve Vizyonunuz Olsun.

 

Hedeflerinizi ne kadar büyük olursa, başarılarınızda o oranda ilerler. Bazen büyük hedeflere ulaşmak için çok çaba sarf etmeniz gerekebilir. Futbolcu olmakta böyle bir şey. Bunun için; hangi futbolcu gibi başarılı olmak istiyorsanız ya da hayalinizdeki futbol takımı hangisiyse posterlerinizi yattığınız yerin duvarına asın. Her sabah kalktığınızda duvara astığınız bu posterler size hedefinizi ve vizyonunuzu hatırlatacaktır.

Futbola Erken Yaşta Başlayın.



 
Futbola ne kadar erken yaşta başlarsanız futbolcu olma şansınız bir o kadar artar. İstatistiklere göre futbola başlama yaşlarınız minumum 5 maksimum 14 yaş olmalıdır. Genç yaşta futbola başlamak var olan yeteneklerinizi geliştirmeniz için zaman ihtiyacınızı karşılayacaktır.


Zorluk Derecesi Yüksek Çalışmalardan Kaçınmamalısınız.




 

Futbol oynamak yada futbolcu olmak basit bir iş gibi algılanmamalı. İyi bir futbolcu olmak çok çalışmakla doğru orantılıdır. İdmanlarınızı eksiksiz ve zamanında yapmalısınız. Hatta bazen idmanlarınızı dışında yeteneğinizin olduğu konularda ekstra çalışmalar yapmak avantaj sağlamaktadır. Bazen yağmur ya da kar altında idman yapmak zorundasınızdır dayanıklılık ve güç açısından.

Vücudunuzu Daima Fit Tutun.
Futbol bir zeka oyunudur. Elbette ama bu vücudunuzu fit tutma zorunluluğu olmadığı anlamına gelmez. Yüksek kilolarla ve çok şişmiş göbeklerle iyi futbolcu olma imkanınız yoktur. Bu sebeple her zaman fit bir fiziğiniz olmalıdır.

İletişim Yönünüz Her Zaman Kuvvetli Olmalı.

 

İletişim yönü kuvvetli olan insanlar, her türlü mesleki iş ortamında başarılı olurlar. Futbolda da bu çok önemlidir. Takımınızda ki hocanızla, takım arkadaşlarınızla ve oynadığınız takımın taraftarlarıyla iletişim kurmaktan kaçınmamalısınız.. Hocanızın ne istediğini anlayıp, takım arkadaşlarınızla iyi geçinmeniz gerekmektedir. İyi geçinmenin tek yolu ise iyi iletişim kurmaktan geçer unutmamalısınız..

Futbolu Basit Oynayarak Başarılı olun.

 

Dünyanın en iyi futbolcularının bile 90 dakikalık maçlarda topla oynama süreleri 3 dakikayı geçmez. Futbol bakış açınız sürekli top ayağımda kalsın ve sahanın bir ucundan bir ucuna tek başıma topla gitmek üzerine kurarsanız başarılı olma şansınız kocaman bir sıfırdır. Futbol basit oyundur. Futbolu ne kadar basit oynarsanız o kadar verimli olursunuz. Sürekli yardımlaşmanın içerisinde ve koşular yaparak oyunun içinde olmalısınız. Zor olanı değil basit olan pası tercih etmelisiniz.

Sürekli Top Oynayın.

 

Futbolcu olmanın temel kuralı futbolu sevmekten geçer. Top oynamak hayatınızdaki en eğlenceli etkinlik olmalı. İdmanlarınız dışında bile top oynamalısınız. Ortamınız uygun olduğu sürece herkesle rahatlıkla top oynayabilirsiniz. Eğer etrafınızda kimse yoksa; boş kaleye sürekli şut bile çekebilirsiniz. Futbolcu olmak basit değildir ve yolu sürekli çalışmaktan geçer.




Yukarı da bahsedilenleri yaparsanız iyi bir futbolcu olmamanız için hiç bir neden yoktur kuşkusuz.
20.02.2016 Cihan Taşcı

-

 

18 Şubat 2016 Perşembe

FENERBAHÇE ‘YE DEĞEN EL TANRININ ELİ Mİ?





Hiç şüphe yok ki Salı akşamı Kadıköy’de Fenerbahçe’nin oynadığı oyunu futbol sanatı yakıştırmasının dışında başka bir yakıştırma ile yorumlayamayız !




Fakat yazılması gereken başka hususlar var ki, bu hususları birleştirirsek bu maçın önemi ve değerini daha iyi anlayacağız sanırım..



Uzun yıllar futbolun laboratuvar çalışmasını yapan doktor lakaplı ZİCO bile Fenerbahçe’nin bu sanat oyunun nereden geldiğine dair bilgiler ve ipuçları bulamayacaktır.



Sahadaki futbol sanatının daha güzel, daha çarpıcı olması için hiç bir şeyden kaçınmayan Fenerbahçe’li oyuncuların  tek amacı, oynamak, oynarken keyif almak ve keyif vermekti. Maçın son saniyesine kadar bu sanat oyununu  bozmaya dair hiç bir şey düşünmemeleri hem kendilerine hem de izleyenlere büyük keyif verdi.



Fenerbahçe-Lokomativ  Moskova maçı  Fenerbahçe’nin hayatımda gördüğüm en müthiş " turan taktiği " oyunuyla oynadığı maçtı. Gökhan Gönül’ün başrolü oynadığı bu futbol sanatı oyununda sadece turan taktiği  içerisinde kapana sıkıştırılmış Ruslar yoktu. Eski Türk filmlerinde olduğu gibi her şey vardı; Aşk, ihtiras, macera, heyecan, en sonunda  formanın altına saklanmış  ‘’ en kibar başkan Putin’’ yazılı tişörtlerin bu defa da  boğazın derinliklerine bırakılarak Türklerin gücünün sadece havada ve denizle sınırlı olmadığını Putin’e bir kez daha hatırlatıyordu Fenerbahçe’li futbolcular.


Futbol topunun kahpeliği olmasa Fenerbahçe farklı bir skorla Rusları nakavt edecekken, 2-0' lık skor bile Salı akşamı oynanan futbol Fenerbahçe’ye övgü dolu sözler, şiirler yazdırmaya yetti de arttı.

Bu maçın hikayesini dört başı mamur anlatabilmek için bundan iki ay öncesine gitmek gerekir. Ve Türkiye Hava sahasında Rusya Savaş uçağının düşürülmesinden sonra iki ülke arasında oluşan gerilim ve gerilimi yüksek gerilim hattına dönüştüren Rusya Devlet Başkanı Putin’e verilen en güzel cevaptı sanırım.

Saha dışından tekrar Fenerbahçe Ülker Saraçoğlu’nun içerisine girersek, sezon başından beri Fenerbahçe’yi eleştirenlere karşı Fenerbahçe bu maçta ki istatistiklerilye tarihe geçiyordu. Bu istatistikler anlaşılır cinsten değildi. Lokomativ’in öyle ahım şahım bir yanı yoktu ama ne de olsa bir Rus takımıydı. Başta Gökhan Gönül olmak üzere, usta ayakları ile orta sahada insana keyif veren pas kombinasyonları, bağlasan yerinde durmayacak kadar iştahlı ve azimli oyunları ile ille de ileri gidip orta yapacağız diyen bekleri ve 3000 Watt çekişli süpürge misali havadan ve yerden gelen Rusların cılız ataklarını temizleyen Alves'i, Kajer'i vardı Fenerbahçe’nin. Yetmez miydi bu beklerin varlığı geceyi aydınlatmaya?  Fenerbahçe Caner’le, Gökhan’la, Alves’le, Topal’la,V. Persie’yle, Josef'le patlayan  Volkan’ı ile  o kadar iyi oynuyordu ki, hiç yenilmeyecek izlenimini herkese veriyordu. Sahada ki Fenerbahçe iki hükümet arasında var olan gerilimi Türkiye lehine çevirmeyi başarırken adeta biz ülkemizi ‘’sevdik mi  candan severiz’’ sloganı  Gökhan'ın hırsından kaynaklanan boynunda oluşan damarlarının şeklinden daha iyi anlamamıza olanak sağlıyordu.


Fenerbahçe’nin oynadığı oyun daha ilk dakikalarda tribünde olanların kalp atışlarını hızlandırırken, Rusları ise içine düştükleri Kadıköy cehenneminin sıcağının kavurduğu,  Igor Cherevchenko’nun her halinden belli oluyordu. Saha da amaçsızca oynayan  takımına karşı "nerede yanlış yaptık?" diye kendine soracak kadar cesaret bulamayan Rus takımın hocası her halde; ''hiç tanımadığım, huyunu-suyunu bilmediğimiz Putin’in ambargo koyduğu  insanlardan futbol  dersi alıyoruz. Bu dersi alırken de tango  ve samba karışımı bir oyuna  karşı hayatımın en  çaresiz maçımı  oynuyorum'' demiştir her halde  Igor  Cherevchenko. .


Peki Fenerbahçe’ye bu oyunu Tango ve Samba eşliğinde oynatan güç, faktör neydi? Güzelliklerle dolu bu sansasyonel oyuna  V. Pereira’nın  mı yoksa ‘’Tanrının Eli ’’ miydi değen?

 









12 Şubat 2016 Cuma

http://www.hurriyet.com.tr/afdkdan-inanilmaz-karar-40049861

11 Şubat 2016 Perşembe

GENÇLERBİRLİĞİ’NİN GENÇ YETENEĞİ AVRUPANIN KISKACINDA.




Gençlerbirliği’nin 19’luk yıldızı Sefer Kanıtemiz’e Almanya ve Hollanda temsilcilerinin talip oldukları öğrenildi.

Gençlerbirliği’nin genç yeteneği Sefer’i  Almanya’da  genç yıldızlara yatırım yaparak dikkatleri üzerine toplayan Redbull Leipzig ve Hollanda’nı köklü kulübü NEC Nijmegen takımlarının  futbolcu arama ve izleme komitelerinin yaklaşık bir senedir yakından takip ettikleri öğrenildi.

1997 Doğumlu Sefer, 2006 yılında başladığı futbol hayatına, iki sezon önce Osmancık Belediyespor’da göstermiş olduğu üstün performansla Hacettepe Spor’a transfer olmayı başarmıştı. Hacettepe Spor’da oynarken Gençlerbirliği U19 hocası Avni Okumuş’un radarına giren Sefer 2015 yılı devre arasında Gençlerbirligi’ ne transfer oldu.

Sefer’in  Hacettepeye transferinin gerçekleşmesinde büyük rol oynayan  Osmancıkspor’un eski futbolcusu ve yöneticlerinden Gürsel Güney; Sefer oyunu çift yönlü oynayabilen bir oyuncu. Daha çok forvet arkası pozisyonunda oynuyordu. Gençlerbirliginde hocası Avni Okumuş ile birlikte hem ön libora hemde 8 numara posizyonunda oynamaya başladı. En büyük  özellikleri  topla birlikte öne doğru dripling yaparak adam eksiltebilmesi , koşu temposunu iyi ayarlaması ve oyun içinde ki mücadelesi Sefer’e artı değerler  katmaktadır. Alper Potuk ve Digo Ribas karışımı diyebiliriz. Hocası Avni Okumuş Sefer’in üzerinde çok duruyor. Kendisinden beklentileri büyük. Bir iki sene içerinde Milli Takıma ve ülke futboluna iyi hizmetler verecek yetenek olarak görüyor.

Gürsel Güney ayrıca Sefer’in Avrupa takımlarının kıskacında olması kendisini şaşırtmadığını ve kendisinin bu gelişmeyi beklediğini ifade etti.