Spor özellikle de Fenerbahçe tutkum.Gerçeği yansıtmayan haksız yazılara karşı yazmak için buradayım

4 Mayıs 2025 Pazar

GO HOME SPECİAL ONE!

Öncelikle Beşiktaş'ı tebrik etmek lazım.
Mustafa  gibi Emre Can gibi gençlerle gelip Kadıköy'de Fenerbshçe'yi yendi!

Gelelim Fenerbahçe'ye!

Bu sezon kaybedilen maçları Mourinho'ya yazmaktan ben usandım fakat special one kaybetmekten usanmadı!

❌️ Bu sezon hiç bir maçı maçtan önce Fenerbahçe alır diyemedik!
❌️ Hiç bir maçı ağız tadıyla seyredemedik!
❌️ Hiç bir maça aynı 11 ile başlayamadık!
❌️ Hiç bir maçı baştan sona kadar domine edemedik!
❌️ Takım tüm maçları yürüyerek oynadı!
❌ ️Hızlı, akıcı compak bir oyun hiç göremedik!
❌️ Hiç bir maça Fenerbahçe'nin çok iyi hazırladığını göremedik!
❌️ Hiç bir maçta moral motivasyon olarak tavan yapamadık!
❌️ Her maçta bazı oyuncular 11 yüzü göremediler!
❌️ Başta İrfan Can, İsmail Yüksek, Cenk Tosun, Osayi Samuel daha sonra Maksimen, Djiku, Amrabat 11 yüzü göremediler!
❌️ Sezon başından bu yana formsuz Szymański ve kafa vuruşunda başka bir meziyet olmayan En Nesyri takımda hep yer buldular. Takıma yararlarından çok zararları oldu!
❌️ Sağ ayaklı Mert Müdür'ü solda oynatarak şapkadan tavşan çıkartmaya çalışıldı!
❌️ Kadıköy Kadıköy olmaktan çıktı!
❌️ Derbi kazanılmadı!

Peki bunları kim yaptı?
Dünya Markası Special One olan Bay Mourinho!

Mourinho Fenerbahçe'ye hiç bir şey vermedi.
Üstelik İsmail Kartal'ın kurduğu 99 puan toplayan, deplasmanda puan kaybetmeyen  takımı yok etti! 

Bu akşam derhal başta Ali Koç ve yönetim kurulu istifa etmelidir.
Mourinho'nun bavulu toplanıp Sabiha Gökçen'e gönderilmelidir.
Yarınki idmanda Samandıra Can Bartu Tesislerine sokulmamalıdır!
Tüm ekibi ile birlikte Zeki Murat Göle dahi olmak üzere Samandıra ile ilişiği kesilmelidir.

Bu saatten sonra Ali Koç'tan da Morinho'dan da bir şeyler beklemek aptallıktır!

Fenerbahçe kongre kararı alıp acilen kongre yapmalıdır

Atı alan Üsküdar'ı değil Kadıköy'den yıldızları sökerek geçti!

23 Nisan 2025 Çarşamba

İstanbul 6.2 ile sallandı!

Öncelikle tüm milletimize çok geçmişler olsun.
Rabbim bir daha bugünkü durumu bizlere yaşatmasın!

Depremin tarifi yok, yaşamayan bilmez!
Ancak o anı yaşayan bilir... 

Fakat sahtekarlığın, ahlaksızlığın, düzenbazlığın, fırsatçılığın, hırsızlığın tarifi vardır.

Son yıllarda başta konut fiyatları ile fahiş artış yapan kira fiyatları ile insanları mağdur  eden fırsatçılara sormak lazım!

Neden 8 = 10 milyon  lira fiyat belirlediğiniz hatta daha fazla para isteğiniz lüks evlerinize bugün niye giremiyorsunuz?
Neden arabalarınıza binip kaçtınız?

Çünkü o evleriniz deprem karşısında tıpkı sizler gibi birer hiç!
Nasıl ki sizlerin insanlığı beş para etmiyorsa o evleriniz de beş para etmiyor!

İnsallah bu deprem size birazcık insan olduğunuzu, her şeyin Allahın malı mülkü olduğunu hatırlatır...

21 Nisan 2025 Pazartesi

HÜRRİYET'TİN EFSANESİNDEN ACI HABER!

Hürriyet Gazetesi'nin efsane isminden acı haber geldi.

Akşam mesai bitmiş servis ile eve gidiyorum.
Telefonum çaldı.
Arayan Hürriyet Gazetesi yaşı işleri müdürü Rıza Dursun! 

Gün içinde aramıştım halini, hatırını sormuştum.
Acaba bir şey mi oldu demeden acı haberi "haberin var mı"diye verdi.

Medyanın altın çocuğu Orhan Can paylaşmış!
"Mehmet Aycan vefat etmiş" dedi.
Dünyam başıma yıkıldı desem yeridir.

İnanamadım! 

Basın camiası çok kıymetli bir değerini kaybetmişti.

Adı Mehmet olmasına rağmen herkes ona "Aycan Abi" derdi. 

O herkesin Aycan abisiydi...
Aycan abi çok dürüst bir insandı.
Espiriliydi,
Cana yakın, sami, sıcak ve ilkeliydi.
Bilge bir kişiliğe sahipti. 
Bab-ı Ali'nin yetiştirdiği gerçek bir gazeteciydi.
Uzun saçları ile ayrı bir tarza sahipti.
Aynı zamanda Fenerbahçe taraftarıydı.

Emekliliğinden sonra Didim' e yerleşmişti.

En son geçen yıl rahatsızlandığında hastaneden çıktıktan sonra telefonla konuşmuştum.
Bir daha konuşmak nasip olmadı.
Bayramda aradım ama konuşamadık.
Nasip olmadı!

Hürriyet Gazetesi için Aycan Abi bir değerdir!
Pırlanta gibi bir adamdı.

Bu haberi buradan paylaştığım için çok üzgünüm.
Şuan yüreğim yanıyor, gözlerim yaşarıyor, boğazım düğüm düğüm oluyor...

Aycan Abi insanın iç ve dış güzelliğinin dışarıya nasıl yansıtıldığının en güzel örneğiydi.

Geriye şairin dediği gibi "Gök kubbede hoş bir seda" bırakarak gitti. 

Rabbim başta ailesine, sevdiklerine, sevenlerine sabırlar versin...

Hürriyet Gazetesi çalışanlarının başı sağolsun.

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun...

Seni hiç unutmayacağım uzun saçlı abim...

3 Nisan 2025 Perşembe

Hırsızın Hiç mi Suçu Yok?

Dün gece Fenerbahçe ve Galatasaray kupada karşı karşıya geldi.

Fenerbahçe maçın 4. dakikasından sonra sahada amatörce mücadele etti.
Bu mücadelenin neticesinde  de maçın Galatasaraylı hakeminin art niyetli ve taraflı yönetiminin konuşulacak bir tarafı kalmadı.

Oyun olarak Fenerbahçe hayatımda seyrettiğim en kötü ve en karaktersiz  oyununu oynadı.

Sahada paslaşma dahi yapamadılar.
Genç Yusuf hariç oyuna giren bir oyuncu yoktu. 
Çağlar, Sikrinyar, Kostiç, Amramat, Simansky, Talisca, Nesyri, Oguz sahada hiç yoktu.
Fred'e yardım hiç gelmedi.
Maç bir anda 0 = 2 oldu.
İlk yarı bu şekilde bitecekken  uydurulan ofsayt gol ile devre 1-2 bitti.

İkinci yarıya Fenerbahçe’den az 3 oyuncu değişikliği beklenirken Mourinho aynı kadro ile sahaya çıktı.
Sanırım Morinho ilk yarı uyudu. Ikinci yarıda da uyumaya devam etti.

Sonuçta Fenerbahçe kaybetti ve kupadan elendi.

Maç sonunda sosyal medyadan Morinho'nun Okan Buruk'un burnu sıktığı ve Okan Buruk'un yere düştüğü görüntüleri hızlıca yayılmaya başladı.
İdam sehpası kuruldu, futbolun ulemaları Mourinho'yu hemen idam edip ülke dışına gönderme yarışına girdiler. 

Gelen ilk görüntülerde  Mourinho'nun yaptığının tasvip edilecek bir yanı yoktu!
Fakat ilerleyen saatlerde farklı açılardan Okan Buruk'un Morinho'ya yaptığı hareket görüntülere yansıdı.
Okan Buruk'un Mourinho'ya yaptığı hareket son derece çirkindi!

Burada asıl kabahatli olan Okan Buruk'tur.
O hareketi yapmayacaksın!
O hareketi yaparsan karşılığını bir şekilde alırsın.

Burada gerçek suçlu olanın göz ardı edilip bütün kusurun Mourinho'ya çıkarılmaya çalışılması son derece yanlıştır!

Ben Okan Buruk'un da Morinho'nun hareketini de asla tasvip etmiyorum.

Zaten Okan Buruk basın toplantısında kendisine yaşanan olay sorulduğunda üzerinde fazla durmadı, abartmayacağım dedi.
Olayın sebebiyetinin kendi yaptığı hareketten kaynaklandığını biliyordu ve bu yüzden olayın üzerinde fazla durmadı...

Aslında bu olay bana  “hırsızın hiç mi suçu yok?..” deyimini hatırlattı.
Bu deyim, asıl kabahatli olan dururken, suçsuz olanın kusurlu çıkarılmaya çalışılmasını haksızlık olarak görüyorum...

Sadece Mourinho'ya ceza verilirse büyük haksızlık olur.
Okan Buruk' aynı derece de ceza alması gerekmektedir...

26 Ocak 2025 Pazar

Fenerbahçe Fenerbahçe Gibi Oynarsa Kazanır!

Oyun başladı dizilişi ekranlarda gördükten sonra Fenerbahçe'nin zor gol atacağını ve iyi  top oynayamayacağını söyledim. 
Fenerbahçe 3'lü defans kurgusu ve her geçen gün temposu düşen Ambrabat ile zor anlar yaşayacağı apaçık belliydi. 
Bu oyunculara Fred, En Nesyri,  Tâdiç, Szymański, Džeko, Oğuz eşlik edince ilk 45 dakika Fenerbahçe adeta yokları oynadı.

%70 topa sahip olma gibi istatistik karşısında Fenerbahçe topu etkin kullanamayıp, ayağa düzgün pas oyununu hiç oynayamadı.

Göztepe'nin topsuz oyunu çok iyi oynaması ve sahanın her alanını iyi kapatması Fenerbahçe'yi etkisiz kıldı.

Yaklaşık 7 aydır Türkiye'de buluna José Morinho'nun hala ideal bir 11' i olmaması gerçekten çok ilginç! 

Mourinho çok iyi bir hoca olabilir ama Fenerbahçe' de deneme tahtası değildir.
Nitekim ikinci yarı 4'lü defansa dönüp Kostiç'i sol beke, Allan Saint-Maximin sol açığa alarak başlaması Fenerbahçe'ye can suyu verdi. 

Göztepe defansının hatası sonucunda golü bulan Fenerbahçe akabinde En Nesryri'nin havaya  muazzam yükselişi skoru bir anda Fenerbahçe lehine döndürdü.
Ardında da Oğuz Aydın muazzam bir gol atarak Fenerbahçe'nin rahatlamasını sağladı.

45 = 75 arası muazzam oynayan Fenerbaçe son 15 dakika yine bu sezonki kronik hastalığına yakalandı.
İkinci golüde kalesinde gördükten sonra iyice geri yaslanan Fenerbahçe, Göztepe'ye can verdi.

Son 10 dakika oyunun kontrolünü eline alan Göztepe 3. golü bulamayınca maç Fenerbahçe'nin üstünlüğü ile sonuçlandı.

Bir sözde Amrabat için söylemek gerekirse; Amrabat geldiği günkü güveni vermiyor!
Her an hatalı pas atabilecek hissiyatı verirken, çok ağır olarak oynamaya başladı.
Böyle oynamaya devam ederse kulübe yolu yakındır!

Bu maç bizlere gösterdiği Fenerbahçe oyun planı ve kadrosu ile sürekli oynamak Fenerbahçe'ye fayda vermiyor!
Fenerbahçe doğru bir oyun kurgusu ve Fenerbahçe gibi oynadığında yenemeyeceği  takım yoktur.
Bu akşam bunu 10 dakikada 3 gol atarak gösterdi.

Bizim gördüğümüzü inşallah maçı tribünden izleyen José Mourinho'da görmüştür...

Son olarak belirtmekte fayda var.
Bu sezon Fenerbahçe kulübesine sarı yada kırmızı kart göstermek moda haline geldi.
Kulübe bu akşamda sarı ve kırmızı karttan nasibini aldı...

12 Ocak 2025 Pazar

İŞÇİ, EMEKÇİ, EMEKLİ NE YAPMALI

Ülkemizde bir şeye zam geldiğinde sığınılan kapı bellidir.
Dolara, benzine ZAM geldi, böyle oldu!

Dolar kuru aylardır aynı, benzin üç aşağı  beş yukarı aynı seviyelerde seyretmektedir.
Fakat fiyatlar ne hikmetse sürekli artmaktadır.
Çarşı, pazar, gıda, giyim, beyaz eşya, vergi, harç arttıkça artıyor. 
Borsa gibi maşallah yerine tutabilene aşk olsun...

İşçi ve emekli maaşları ise emekleyerek artıyor!
Bu nasıl bir tutarsızlık?

Buna kim dur diyecek?

Düşünün,
Yeni zam ile birlikte asgari ücretin günlüğü 736.8 lira oldu.
İyi para, bozdur  bozdur harca diyeceğim ama ele geçmeden uçup gidiyor!

Paranın pul olduğunu, dar gelirlinin halini sizlere bir kaç örnek ile anlatmaya çalışacağım!

Bugün günlerden Pazar.
Evdesiniz.
Eşiniz ile çıkıp bir kahvaltı yapmak istediniz!
En düşük iki kişilik kahvaltı fiyatı 800 liradan başlıyor. 
Bunun yanında ekstra hiç bir şey yok. 
Kahvaltıdan sonra adet yerini bulsun, bizim neyimiz eksik deyip iki kahve içerseniz al sana kahvaltı 1000 lira. Bu en ucuzu dikkat edin.
Kahvaltıdan vaz geçtiniz.
Hadi diyelim kahvaltıyı evde yaptınız.

Akşam yemeğine çıkalım derseniz yandınız!
120 liradan aşağıya çorba yok!
110 gram iskenderin  fiyatı 550 - 600 liradan başlıyor.
Yemek sonrası tatlı yersen en ucuzu 150 - 200 lira arasında...
Ne oldu akşam  eşinizle yemek yemekte minimum 2000 lira civarında olunca dışarı  çıkıp yemek yemekten vaz geçtiniz!

Asgari ücretli, emekli ve işçi ancak bu şartlarda o kahvaltı  ve kebap çeşitlerinin resmine bakıp kalır...

Bu durum tam bir akıl tutulması!
Çünkü insan emeği çok ucuz!
Fakat yemek aşırı pahalı!
Bir günlük  kazanç ile karı koca ne kahvaltı nede akşam yemeği yiyemez hale geldi!
Çocukları ise daha hesabın içine katmıyorum...
Zengin için ise bu hesapların hiç önemi yok!
Yediğini yiyor, yemediğini ise çöpe atıyor!
Onlar için para ne ki?
Olan çalışan emekçiye, emekliye oluyor!

Şimdi sıkı durun!

Kahvaltı yapamadınız, dışarda akşam yemeği yemek de emekçi ve emekli için haram gibi bir şey oldu!
Eeee günlerden Pazar ya evdesiniz.
Canınız sıkıldı evde oturmaktan!
En iyisi akraba ziyareti yapalım dediniz.
Kurtköy’de oturan akrabanızı ziyarete gideceksiniz!
Bindiniz  arabanıza. 
Köprüden geçmek 47.50 lira.
Çamlıca'dan otobana bağlanmak 269 lira.
Ücretler iki yönlü hem geliş hem gidiş  olduğu için sadece yola ve köprüye ödediğin para 650 lira. 
Yanlış duymadınız!
60 km' lık yolu ve köprüyü kullanmanın bedeli benzin hariç 650 lira.
Benzinle birlikte 1000 lira.

Eeee ziyarete boş gidilmez.
Bizim insanimiz ikramı sever.
Eline 1 kg baklava alıp gitmek adettendir.
Onun da en ucuzu sokak aralarında 500 lira.
Al sana dört beş saatlik bir akraba ziyaretinin masrafı İstanbul içinde 1500 lirayı bulmaktadır.

Bu durum karşısında cepteki hesap akraba ziyaretine de uymadı!
En iyisi akşamı evde geçirmek deyip evde kaldınız!

Peki ne yapacaksınız akraba ziyaretine de gidemediniz?

Yapılacak olay çok basit.
Her akşam yaptığınızı yapın!

Demle çayı, 
Patlat mısırı,
Aç TV' yi.
Yalan dolan haberleri seyredin.
Ekonomin uçuşunu seyredin, 
Gabar'dan fışkıran petrole göbek atın.
Bulunan doğalgaz haberlerine nara atın. 
Avrupa'nın ülkemizi nasıl  kıskandığını seyredin.
Milli ve yerli onurumuz TOGG'a binmeyi hayal edin!
TÜİK'in enflasyonun nasıl düşürüldüğüne katkısını dinleyin!
Çocuk tecavüzlerini,
Kadın cinayetlerini tepkisiz kalarak seyredin!
Dolandırıcıların, hırsızların yaptıklarını ağzınız açık seyredin!
Emeklinin, emekçinin dramını seyredin!
Ev kiralarının önlenemez yükselişini seyredin!
Arkasından da aileleri, çocukları yok eden, ahlaki değerleri yerle bir eden,
İnsanları özentiye sevk eden,
Zinanın helal,
Çalmanın mubah,
Kimin eli kimin cebinde, kimin kimi götürdüğü,
Herkesin birbirini sattığı,
Tüm Ali Cengiz oyunlarının döndüğü dizilerden birini ya da anlı şanlı tarihimizin uydurma dizilerinden birini seyredin!
Ha bu arada kombiyi de kısmayı ihmal etmeyin!

İşte Türkiye'de işçinin, emeklinin hali kısaca budur!

Sonra da şükredin deniliyor!

Şükür  sadece yüce yaradan Allah'a karşıdır. 
Yalnızca Allah'a karşı şükür olur.

Yaradan'ın yarattıklarına şükür olmaz deyip işçi, emekçi, emekli patlamış mısıra ve açık çaya  talim etmelidir..