Ülkemizde bir şeye zam geldiğinde sığınılan kapı bellidir.
Dolara, benzine ZAM geldi, böyle oldu!
Dolar kuru aylardır aynı, benzin üç aşağı beş yukarı aynı seviyelerde seyretmektedir.
Fakat fiyatlar ne hikmetse sürekli artmaktadır.
Çarşı, pazar, gıda, giyim, beyaz eşya, vergi, harç arttıkça artıyor.
Borsa gibi maşallah yerine tutabilene aşk olsun...
İşçi ve emekli maaşları ise emekleyerek artıyor!
Bu nasıl bir tutarsızlık?
Buna kim dur diyecek?
Düşünün,
Yeni zam ile birlikte asgari ücretin günlüğü 736.8 lira oldu.
İyi para, bozdur bozdur harca diyeceğim ama ele geçmeden uçup gidiyor!
Paranın pul olduğunu, dar gelirlinin halini sizlere bir kaç örnek ile anlatmaya çalışacağım!
Bugün günlerden Pazar.
Evdesiniz.
Eşiniz ile çıkıp bir kahvaltı yapmak istediniz!
En düşük iki kişilik kahvaltı fiyatı 800 liradan başlıyor.
Bunun yanında ekstra hiç bir şey yok.
Kahvaltıdan sonra adet yerini bulsun, bizim neyimiz eksik deyip iki kahve içerseniz al sana kahvaltı 1000 lira. Bu en ucuzu dikkat edin.
Kahvaltıdan vaz geçtiniz.
Hadi diyelim kahvaltıyı evde yaptınız.
Akşam yemeğine çıkalım derseniz yandınız!
120 liradan aşağıya çorba yok!
110 gram iskenderin fiyatı 550 - 600 liradan başlıyor.
Yemek sonrası tatlı yersen en ucuzu 150 - 200 lira arasında...
Ne oldu akşam eşinizle yemek yemekte minimum 2000 lira civarında olunca dışarı çıkıp yemek yemekten vaz geçtiniz!
Asgari ücretli, emekli ve işçi ancak bu şartlarda o kahvaltı ve kebap çeşitlerinin resmine bakıp kalır...
Bu durum tam bir akıl tutulması!
Çünkü insan emeği çok ucuz!
Fakat yemek aşırı pahalı!
Bir günlük kazanç ile karı koca ne kahvaltı nede akşam yemeği yiyemez hale geldi!
Çocukları ise daha hesabın içine katmıyorum...
Zengin için ise bu hesapların hiç önemi yok!
Yediğini yiyor, yemediğini ise çöpe atıyor!
Onlar için para ne ki?
Olan çalışan emekçiye, emekliye oluyor!
Şimdi sıkı durun!
Kahvaltı yapamadınız, dışarda akşam yemeği yemek de emekçi ve emekli için haram gibi bir şey oldu!
Eeee günlerden Pazar ya evdesiniz.
Canınız sıkıldı evde oturmaktan!
En iyisi akraba ziyareti yapalım dediniz.
Kurtköy’de oturan akrabanızı ziyarete gideceksiniz!
Bindiniz arabanıza.
Köprüden geçmek 47.50 lira.
Çamlıca'dan otobana bağlanmak 269 lira.
Ücretler iki yönlü hem geliş hem gidiş olduğu için sadece yola ve köprüye ödediğin para 650 lira.
Yanlış duymadınız!
60 km' lık yolu ve köprüyü kullanmanın bedeli benzin hariç 650 lira.
Benzinle birlikte 1000 lira.
Eeee ziyarete boş gidilmez.
Bizim insanimiz ikramı sever.
Eline 1 kg baklava alıp gitmek adettendir.
Onun da en ucuzu sokak aralarında 500 lira.
Al sana dört beş saatlik bir akraba ziyaretinin masrafı İstanbul içinde 1500 lirayı bulmaktadır.
Bu durum karşısında cepteki hesap akraba ziyaretine de uymadı!
En iyisi akşamı evde geçirmek deyip evde kaldınız!
Peki ne yapacaksınız akraba ziyaretine de gidemediniz?
Yapılacak olay çok basit.
Her akşam yaptığınızı yapın!
Demle çayı,
Patlat mısırı,
Aç TV' yi.
Yalan dolan haberleri seyredin.
Ekonomin uçuşunu seyredin,
Gabar'dan fışkıran petrole göbek atın.
Bulunan doğalgaz haberlerine nara atın.
Avrupa'nın ülkemizi nasıl kıskandığını seyredin.
Milli ve yerli onurumuz TOGG'a binmeyi hayal edin!
TÜİK'in enflasyonun nasıl düşürüldüğüne katkısını dinleyin!
Çocuk tecavüzlerini,
Kadın cinayetlerini tepkisiz kalarak seyredin!
Dolandırıcıların, hırsızların yaptıklarını ağzınız açık seyredin!
Emeklinin, emekçinin dramını seyredin!
Ev kiralarının önlenemez yükselişini seyredin!
Arkasından da aileleri, çocukları yok eden, ahlaki değerleri yerle bir eden,
İnsanları özentiye sevk eden,
Zinanın helal,
Çalmanın mubah,
Kimin eli kimin cebinde, kimin kimi götürdüğü,
Herkesin birbirini sattığı,
Tüm Ali Cengiz oyunlarının döndüğü dizilerden birini ya da anlı şanlı tarihimizin uydurma dizilerinden birini seyredin!
Ha bu arada kombiyi de kısmayı ihmal etmeyin!
İşte Türkiye'de işçinin, emeklinin hali kısaca budur!
Sonra da şükredin deniliyor!
Şükür sadece yüce yaradan Allah'a karşıdır.
Yalnızca Allah'a karşı şükür olur.
Yaradan'ın yarattıklarına şükür olmaz deyip işçi, emekçi, emekli patlamış mısıra ve açık çaya talim etmelidir..
Allah’ın huzuruna kul hakkı ile çıkmanın, çok ağır bir vebâli vardı.Böyle bir günahın Allah tarafından bağışlanması,hak sahibinin affetmesi şartına bağlanmıştır. Hak sahibi, hakkını almadıkça veya bu hakkından vazgeçmedikçe, Allah kul hakkı yiyenin bu günahını affetmemektedir.
YanıtlaSilBugün bunu bilen sayısı çok az. İnsanların bir çoğu kul hakkı yiyor.
YanıtlaSilGünah sevab unutuldu gitti. Rabbim sonumuzu hayır eylesin.