Fenerbahçe ilk yarıyı kendi saha ve seyircisi önünde Sivas
Sporu yenerek 40 puanla ikinci sırada tamamladı.
Fenerbahçe; Ziraat Türkiye kupası 2, şampiyonlar ligi ön
eleme 2, UEFA Kupasında 6, ligde 17, toplamda da 27
maç oynadı ligin ilk yarısında. Bu maçlar sonunda Fenerbahçe ligi
rakibinden 1 puan geride ikinci sırada, UEFA’da son 32 takım arasına kalarak ve
kupa da 2 de 2 yaparak devreyi rahat bir şekilde tamamladı.
2015-2016 sezonuna başta teknik direktörünü değiştirerek başlayan
Sarı Kanarya, kadrosunu dünyaca ünlü yıldızları katarak ve yenileyerek başladı.
Takım kurulduğunda otoritelerin ortak görüşü ‘’ Bu takım ligin tozunu
atar ve şampiyonluğun en büyük adayı’’ olarak görülüyordu. Fakat Fenerbahçe
kadro kalitesi olarak iyi bir kadro kurmasına rağmen iyi bir futbol takımı
olması için zamana ihtiyacı vardı.
Yapılan transferlere göre değerlendirmeler yapanlar
Fenerbahçe’nin Şampiyonlar ligi ön eleme turunu geçememesi, ligde de ortaya
konan vasat futbolun ardından Kadıköy’de gelen Molde yenilgisi sonrasında başta
Vitor Pereira olmak üzere takım ağır eleştirilere maruz kalırken, hatta Vitor
Pereira’nın gönderilmesini bile isteyenler çoğunluktaydı.
Fenerbahçe’nin yeni bir kadro kurduğunu ve bu takımın
istenilen seviyeye ancak Kasım ayında
ulaşabileceği görüşünü savunanlar ise Fenerbahçe’de ki umut ışığını
görenlerdi. Nitekim havaların yavaş
yavaş soğumaya başladığı Kasım ayında Fenerbahçe’de oyun olarak taraftarlarının
içini ısıtmaya başlamıştı. Fenerbahçe artık coşkulu, mücadeleci ve sert
oynamaya başlamış, Pereira’da ki hırs ve arzu futbolculara da yansımış olacak ki! Fenerbahçe
‘’ tek tek damlıyor gollerim’’ dercesine
maçları 1-0 kazanarak üç puanları hanesine yazdırıyordu.
Fenerbahçe maçları kazanırken, göz ardı edilmemesi gereken
gerçekler vardı. Bu gerçekler de ilk sırayı kanatlar alıyordu. Sağ ve sol kanat
olarak Türkiye’nin en iyi bek ve kanatlarına sahip olan Fenerbahçe kanatları
hızlı ve üretken bir şekilde kullanırken Gökhan, Alper, Nani, Volkan , Caner,
Hasan Ali ve Markoviç gibi çabuk ve
hızlı düşünen oyuncularla Sarı Kanarya
ligin zirvesine doğru kanatlanıyordu.
Lazar Markoviç’e ‘’Rüzgarın Oğlu’’ benzetmesi Markoviç’in ne
kadar önemli bir oyuncu olduğunun göstergesiydi. Oynadığı bölgeyi ve rakip
savunmayı darma dagan eden Lazar Markoviç son derece etkli oynarken
bencillikten uzak takımını düşünerek oynayan
aklını ve ayaklarını kullanan bir oyuncu olarak hafızalarda ve
gönüllerde yerini alıyordu.
Fenerbahçe savunma olarak ta uyumu sağlarken Kajer, Alves ve
Ba’nın performansları takımın az gol
yemesine sebebiyet verirken savunma sorunu yok denecek kadar azdı maçlarda.
Son maçlarda oynanan oyunlara bakarsak, Fenerbahçe kazanmak
için müthiş bir tempoda ve presle oynuyor, kazanmak için rakibe iki hatta üç kişi ile yaptığı prese
cevap vermek mümkün değildi rakiplerince. Son Sivas maçında 25 kez gol girişiminde bulunan
bir takımın hakkını vermek lazım. Fakat bunca baskı ve oyuna rağmen skora
yansımayan bol goller Fenerbahçe’nin gol sorunun olduğunun göstergesiydi.
Fenerbahçe devre arasında Robin V.
Persie ve Fernandao gibi önemli iki yıldızının yanına mutlaka gezgin bir forvet
ve skora etki yapacak ofansif bir orta saha oyuncu olmak üzere iki takviye yapmalıdır
.
Fenerbahçe’nin en büyük sorunu orta sahada oynayan
oyuncuların ofansif anlamda sezon başında beri
skor üretecek verimliliğe sahip
olamamaları eksiklik olarak göze çarpıyordu.
Fenerbahçe’nin rakiplerine de göz atarsak; Fenerbahçe hangi
Anadolu takımıyla oynarsa oynasın bu takımlar Fenerbahçe’ye karşı sert ve
dirençli oynuyorlar. Fenerbahçe’yi sertlikle durdurmaya çalışırken, bu anlayış
da kendilerine çare olmuyor du. Halbuki
kendi oyunlarını oynasalar ortaya daha güzel ve keyifli oyunlar çıkaracaklardır.
Sonuç olarak ilk yarı itibari ile maçlarını istikrarlı bir şekilde kazanarak
güven kazanan, takım olma yolunda önemli adımlar atarak 40 puan toplayan, ligin en az gol yiyen
takımı olan Fenerbahçe’ye başarısız dersek emeğe saygısızlık etmiş oluruz.
Ligin ikinci yarısı itibarı ile birlikte Fenerbahçe’nin
seyir zevki yüksek, daha yaratıcı ve
üretken, pozisyon zenginliğinin için de daha fazla goller atacağının
kanısındayım. Çünkü Fenerbahçe doğru olarak takım savunmasını oturtan, topu
kaybettiği anda rakibe sert baskı yapan, topu kazandığı anda da topu kendinde
tutan ve yüksek pas yüzdesiyle oynayan Fenerbahçe ilerisi için umut ve ışık
vermektedir.