DÜNDEN BUGÜNE SONUÇLARI İLE 3 TEMMUZ DARBESİ !
03 Temmuz 2011
Bir Pazar günü futbol tarihimize tarih düşüldü Türkiye’de ''Şike''. . O sabah, televizyonlarını açanlar, “futbolda deprem” diyeceğimiz, “futbolda şike soruşturması” haberiyle sarsıldılar:
Başkanlar, futbolcular, yöneticiler gözaltında.
Altyazılarda sürekli verilen adlar...
Televizyon görüntülerine yansıyan, arandığı söylenen kulüp binaları...
Resmi bir açıklama yok; ama soruşturma için gizlilik kararı var. Buna karşın, avukutların ulaşamadıkları bilgilere, gazeteci kimliği taşıyan kimileri ulaşıyor, ekranlardan ağızlarını doldura doldura konuşuyorlardı medya maymunları. Asıl amaç Türk futbolunun ulu çınarını ele geçirmek ve Aziz Yıldırım’ı yok etmekti.
Çünkü,
Operasyon sadece Fenerbahçe’ye yapılmıştı.
5 Temmuz tarihli gazete başlıkları, hedefte Fenerbahçe’nin olduğunu iyice açığa çıkarıyordu.. Çok geniş kapsamlı olduğu anlaşılan soruşturma, gözaltılar, gazete başlıklarına bakılırsa, “tek”e inmiş, Aziz Yıldırım’la, daha doğrusu Fenerbahçe’yle sınırlı tutulmuştu.
Türk futbolunda ki büyük pastayı yemek isteyenler Fenerbahçe’ye darbe yapmışlardı. Kulübün başkanını, yöneticilerini cezaevine koydular, Futbolcular takımdan ayrıldı. Şampiyonlar ligine Fenerbahçe gönderilmedi. Türk futbolunun ulu çınarına nefret tohumları serpildi. Ülkede gizli kalmış Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım düşmanlığı gün yüzüne çıktı. Gazeteci olduğunu sananlar, “spor yorumcusu” diyenlerden kimileri, meydanı boş buldukları için, Aziz Yıldırım’a yükleniyordu. Fenerbahçe’ye karşı yazılı, görsel basında, sokakta linç girişimi başlamıştı
Aziz Yıldırı ise,’’ bırakın şikeyi mikeyi ülke elden gidiyor’’ haykırışında bulunurken ‘’ Darağacında bile olsak son sözümüz Fenerbahçe olacaktır.” diyerek canı pahasına Fenerbahçe’yi savunmaktan geri kalmıyordu.
Başkanlar, futbolcular, yöneticiler gözaltında.
Altyazılarda sürekli verilen adlar...
Televizyon görüntülerine yansıyan, arandığı söylenen kulüp binaları...
Resmi bir açıklama yok; ama soruşturma için gizlilik kararı var. Buna karşın, avukutların ulaşamadıkları bilgilere, gazeteci kimliği taşıyan kimileri ulaşıyor, ekranlardan ağızlarını doldura doldura konuşuyorlardı medya maymunları. Asıl amaç Türk futbolunun ulu çınarını ele geçirmek ve Aziz Yıldırım’ı yok etmekti.
Çünkü,
Operasyon sadece Fenerbahçe’ye yapılmıştı.
5 Temmuz tarihli gazete başlıkları, hedefte Fenerbahçe’nin olduğunu iyice açığa çıkarıyordu.. Çok geniş kapsamlı olduğu anlaşılan soruşturma, gözaltılar, gazete başlıklarına bakılırsa, “tek”e inmiş, Aziz Yıldırım’la, daha doğrusu Fenerbahçe’yle sınırlı tutulmuştu.
Türk futbolunda ki büyük pastayı yemek isteyenler Fenerbahçe’ye darbe yapmışlardı. Kulübün başkanını, yöneticilerini cezaevine koydular, Futbolcular takımdan ayrıldı. Şampiyonlar ligine Fenerbahçe gönderilmedi. Türk futbolunun ulu çınarına nefret tohumları serpildi. Ülkede gizli kalmış Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım düşmanlığı gün yüzüne çıktı. Gazeteci olduğunu sananlar, “spor yorumcusu” diyenlerden kimileri, meydanı boş buldukları için, Aziz Yıldırım’a yükleniyordu. Fenerbahçe’ye karşı yazılı, görsel basında, sokakta linç girişimi başlamıştı
Aziz Yıldırı ise,’’ bırakın şikeyi mikeyi ülke elden gidiyor’’ haykırışında bulunurken ‘’ Darağacında bile olsak son sözümüz Fenerbahçe olacaktır.” diyerek canı pahasına Fenerbahçe’yi savunmaktan geri kalmıyordu.
12 Mayıs 2012
İkinci perde
İkinci perde
3 Temmuz sürecinde takımına ve başkanına sahip çıkan Fenerbahçe taraftarları bu kez hedefteydi!
Kadıköy’de oynanan Fenerbahçe- Galatasaray maçının son düdüğü ile birlikte Şükrü Saracoğlu ve çevresi savaş alanına döndü. Stat gaz dumanı altındaydı. Emniyet güçleri dağılmakta olan Fenerbahçe taraftarına gaz bombası sıktı. Amaç olaylar çıksın,Fenerbahçe cezalandırılsın, sahası kapatılsın. Büyük Fenerbahçe taraftarına darbe yapmaktı .Dışarı da ise polisle taraftarlar arasında çatışmalar oluyordu. Stadı boşaltmak isteyen taraftarlar, polisle çatışması ve üzerlerine sıkılan gaz bombaları yüzünden stadı terk edemiyorlardı. . Gaz ve suyla Fenerbahçeli taraftarlara müdahale ediliyordu. Bu sırada stat çevresinde bulunan vatandaşlar ve olaylara karışmayan taraftarlar da zor anlar yaşamaktaydı.
12 Mayıs 2012 gecesi yaşanan olaylar sonucunda Fenerbahçe yüklü miktarda para cezasına çarptırılırken, sahası da 6 maç kapatılıyordu. Böylelikle ikinci defa Fenerbahçe’ye darbe yapılıyor, kulüp hem ekonomik olarak, hem de motivasyon olarak dengesini kaybediyordu.
Kadıköy’de oynanan Fenerbahçe- Galatasaray maçının son düdüğü ile birlikte Şükrü Saracoğlu ve çevresi savaş alanına döndü. Stat gaz dumanı altındaydı. Emniyet güçleri dağılmakta olan Fenerbahçe taraftarına gaz bombası sıktı. Amaç olaylar çıksın,Fenerbahçe cezalandırılsın, sahası kapatılsın. Büyük Fenerbahçe taraftarına darbe yapmaktı .Dışarı da ise polisle taraftarlar arasında çatışmalar oluyordu. Stadı boşaltmak isteyen taraftarlar, polisle çatışması ve üzerlerine sıkılan gaz bombaları yüzünden stadı terk edemiyorlardı. . Gaz ve suyla Fenerbahçeli taraftarlara müdahale ediliyordu. Bu sırada stat çevresinde bulunan vatandaşlar ve olaylara karışmayan taraftarlar da zor anlar yaşamaktaydı.
12 Mayıs 2012 gecesi yaşanan olaylar sonucunda Fenerbahçe yüklü miktarda para cezasına çarptırılırken, sahası da 6 maç kapatılıyordu. Böylelikle ikinci defa Fenerbahçe’ye darbe yapılıyor, kulüp hem ekonomik olarak, hem de motivasyon olarak dengesini kaybediyordu.
04 Nisan 2014
Üçüncü Perde
Üçüncü Perde
2014-2015 Sezonu Spor Toto Süper Lig'in 26. haftasında Fenerbahçe deplasmanda Çaykur Rizespor'u 5-1 mağlup etti. Karşılaşma sonrası Trabzon Havalaanı'na dönmek için kara yolu ile yola çıkan sarı-lacivertli kafileyi taşıyan otobüs, Trabzon'un Sürmene ilçesi yakınlarında saldırıya uğradı. Otobüs camı paramparça olurken, şoför ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Takım otobüsünün kurşunlandığı güzergahın viyadük olduğu belirtilirken, Amaç ‘’şöförü yarala Fenerbahçeli futbolcuların da içinde bulunduğu otobüs denize yuvarlansın olaya kaza süsü ver’’. Bu alçakça ve haince daha önceden planlanmış bir terör eylemiydi.
Bu olayın altında yine 03 Temmuz darbesi yatıyordu. Fenerbahçe’ye karşı yeşertilen düşmanlık boyutu tüm takımı yok etmeye kadar gitmişti.
Burada ki asıl amaç yine emin adımlarla şampiyonluğa giden takıma dur demek, Fenerbahçe'nin önünü kesmekti. Çünkü Fenerbahçe şampiyon olursa, bunca olaylara ve saldırılara rağmen güç dengelerini elinde bulunduran Fenerbahçe’nin önlenemez yükselişinin önüne geçilemez olmasıydı. Nitekim bu kurşunlanma sonucu takım moral ve motivasyonunu kaybetmiş, liderliği ezeli rakibine kaptırırken şampiyonlukta elden gidiyordu.
Bu olayın altında yine 03 Temmuz darbesi yatıyordu. Fenerbahçe’ye karşı yeşertilen düşmanlık boyutu tüm takımı yok etmeye kadar gitmişti.
Burada ki asıl amaç yine emin adımlarla şampiyonluğa giden takıma dur demek, Fenerbahçe'nin önünü kesmekti. Çünkü Fenerbahçe şampiyon olursa, bunca olaylara ve saldırılara rağmen güç dengelerini elinde bulunduran Fenerbahçe’nin önlenemez yükselişinin önüne geçilemez olmasıydı. Nitekim bu kurşunlanma sonucu takım moral ve motivasyonunu kaybetmiş, liderliği ezeli rakibine kaptırırken şampiyonlukta elden gidiyordu.
11 Ağustos 2015
Dördüncü perde
Dördüncü perde
2015-2016 Sezonuna sayılı günler kala futbol terörü yine Fenerbahçe’yi hedef aldı. Fenerbahçe sezona flaş transferlerle girmiş, kadrosunu baştan aşağı yenilemiş ve şampiyonluğun yine en büyük favorisi olan Fenerbahçe’ye 2011’de, 2012’de, 2014’de olduğu gibi saldırı düzenlediler. Hedef Mehmet Topal ve Fenerbahçe idi. Çünkü şartlar ne olursa olsun rakiplerine fark atan, yaptığı flaş transferlerle rakiplerini gölgede bırakan, 40.000’ e yakın kombine satan Fenerbahçe’yi engellemekten başka bir şey değildi.
3 Temmuz’la başlayan süreç daha bitmedi; içeride ve dışarıda sürüyor.
Yargı, son sözü daha söylemedi: ama futbol terörü ve Fenerbahçe düşmanları dönem dönem Fenerbahçe’yi vurmaya devam ediyor....
Bu anımsadıklarımıza baktığımızda;
3 Temmuz, Fenerbahçe’ye karşı bir darbedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder