Spor özellikle de Fenerbahçe tutkum.Gerçeği yansıtmayan haksız yazılara karşı yazmak için buradayım

18 Ağustos 2016 Perşembe

DİCK ADVOCAAT'A MEKTUP

DİCK ADVOCAAT’A MEKTUP !

Sayın Dick Advocaat;

Fenerbahçe 110 yıllık tarihi ile Türkiye’nin en büyük spor kulüplerinden bir tanesi. Mazisi başarılarla dolu.

Kalpleri fetheden renkleri ile 25 milyon Türkün kalbi Fenerbahçe diye atar. Mazisinde yatan tarihi ve hiçbir kulüpte olmayan birlikteliği ile yıllar boyu şampiyonluklar yaşadı. Taraftarlarını mutlu etti.
Son yılarda karabulutlar üzerimizde dolaşıyor. Önce şampiyonluklarımız çalındı sonra alnımıza kocaman kara kara bir leke sürüldü. Bu da yetmez gibi hep bu anlı/şanlı takımla oynandı. Yöneticilerimiz saha dışında mücadele ederken, saha içinde ince ince doğranan futbol takımımıza karşı oynanan oyunlara dur diyemedi. Hem Türkiye’de hem de Avrupa’da kuş başı yapılıp çakalların önüne atıldık.

Bu renklere bir çok yerli ve yabancı hoca geldi geçti. Kimi başarılı, kimi başarısız, oldu. Kimi de önü kesilip takımdan uzaklaşmak zorunda kaldı.

Son iki sezonda çaylak hocalarla çalıştı bu takım. Sistemdi, taktik di, kapris di derken takım başarısızlığa mahkum edildi.
Sayın Dick;  Siz yaşınız ve yakalamış olduğunuz başarılarla egodan uzak, takım için bilgi birikiminizi kullanmalısınız. Taraftar yani bizler sisteme takılıp kalmayız. 4-3-3 yada 4-4-2 nin önemi hiç yok.
Biz sahada ısıran, alan daraltan, pas yapan, hızlı düşünüp hızlı oynayan her zaman 90 dakika gol arayan ve koklayan bir takım istiyoruz. Baskı yiyen değil baskıyı kuran her geçen dakika baskısını artıran takım arzuluyoruz. 35 pası golle süsleyen takımı hayal ediyoruz. Modern futbolun örneklerini hem savunmada hem de hücumda görmek istiyoruz. Bunu isterken hatlar arasında güçlü bir iletişim ağının kurulmasını istiyoruz. Sahanın belli noktalarında değil her tarafında aktif ve etkileyici bir oyun istiyoruz. Savunmayı defansda  değil hücum noktasından başlayarak kurmayı hayal ediyoruz. Hoca futbolcu ilişkisinde kalın duvarlar değil şeffaflık istiyoruz. Hak eden futbolcunun sahada olmasını istiyoruz. Futbolcularla aranızda güçlü bir bağ oluşturmanızı arzu ediyoruz.
Tribünde ve ekranları başında olanlara seyir zevki yüksek bir oyun oynanmasını arzu ediyoruz. Oynanan oyunun her anı heyecan dolu olsun istiyoruz.
Tribünlerde ‘Şampiyon Fenerbahçe’ marşları hep bir ağızdan söylensin istiyoruz.
Sahada yanlı hakemi de yenen bir takım olsun istiyoruz. Tribünde küfreden rakip takımın taraftarını da oynadığı oyun ile susturan bir takım arzu ediyoruz.

Sayın Dick. Bu arzu ettiklerimizin sebebini Fenerbahçe müzesine inip bakarsanız daha net anlarsınız. Çünkü Fenerbahçe  böyleydi. Dedik ya mazinde bir tarih yatar diye. İşte  o tarih dağa, taşa aşkla yazıldı.
İçindeki futbol aşkıyla, coşkusuyla koy yüreğini sahanın içinde olanlara, ver elini kalpleri Fenerbahçe diye atanlara. Yaşın  yetmiş , futbolcuya baba ol, abi ol, hoca ol ama köstek olma. Bilgeliğinin egosuyla futbolcuları ezme. Başarısız olununca futbolcuyu çakalların önüne atma. Yanlışı da sahiplen doğruyu da. Ama Fenerbahçe’nin büyüklüğünü gör!

Sayın Dick; Ben parayı değil, savaşmayı seçtim dediniz. Madem savaşmaya geldin. Elindeki Takımın büyüklüğünü bil ve sezon sonunda ‘ DEDE’ değil  şampiyon takımın ‘ BAŞ TACI’ ol…

Saygılarımla.

Cihan Taşcı


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder