Spor özellikle de Fenerbahçe tutkum.Gerçeği yansıtmayan haksız yazılara karşı yazmak için buradayım

12 Ağustos 2016 Cuma

TEMMUZLAR FENERBAHÇE'NİN KARA VE AK GÜNÜ OLDU !

TEMMUZLAR FENERBAHÇE’NİN KARA VE AK GÜNÜ OLDU !

15 Temmuz gecesi Türkiye Cumhuriyeti nasıl karartılmak istenip, işgalcilerle birlikte millete kurşun sıkılıp, vatana bomba yağdırıldığının  görüntüleri ekranları kaplarken, 3 Temmuz 2011’de bir Pazar günü futbol tarihimize tarih düşüldü Türkiye’de ''Şike''.

O sabah, televizyonlarını açanlar, “futbolda deprem” diyeceğimiz,“futbolda şike soruşturması” haberiyle sarsıldılar:
Başkanlar, futbolcular, yöneticiler gözaltında.
Altyazılarda sürekli verilen adlar...
Televizyon görüntülerine yansıyan, arandığı söylenen kulüp binaları...
Resmi bir açıklama olmasa da; soruşturma için gizlilik kararı verildi. Buna karşın, avukatların ulaşamadıkları bilgilere, gazeteci kimliği taşıyan kimileri ulaşıyor, ekranlardan ağızlarını doldura doldura konuşuyorlardı medya maymunları.
Asıl amaç Türk futbolunun ulu çınarını ele geçirmek ve Aziz Yıldırım’ı yok etmekti.

Çünkü,Operasyon sadece Fenerbahçe’ye yapılmıştı.
5 Temmuz tarihli gazete başlıkları, hedefte Fenerbahçe’nin olduğunu iyice açığa çıkarıyordu.. Çok geniş kapsamlı olduğu anlaşılan soruşturma, gözaltılar, gazete başlıklarına bakılırsa, “tek”e inmiş, Aziz Yıldırım’la, daha doğrusu Fenerbahçe’yle sınırlı tutulmuştu.
Herkes Aziz Yıldırım’a yükleniyordu. Fenerbahçe’ye karşı yazılı, görsel basında, sokakta linç girişimi başlamıştı.
.
Biz hep yazdık, haykırdık, isyan ettik, bağırdık, çağırdık! Fenerbahçe şike yapmadı bu bir kumpasıdır. Bu kumpas okyanus ötesi güçlerin oyunudur. Bu Fenerbahçe’yi ele geçirme operasyonudur diye ilk günden itibaren aynı tezi savunurken, Aziz Yıldırım ise,’’ bırakın şikeyi  ülke elden gidiyor’’ haykırışında bulunurak 15 Temmuz gerçeğine parmak basıyordu,

Fenerbahçe'nin o dönemki teknik direktörü Aykut Kocaman, 3 Temmuz ile yaptığı açıklamada,''Bu konuda verilen bir karar, günün birinde tersine döndüğünde bu süreç ne olacak? Oyuncularımın akıttığı ter ne olacak? Bir karar verildi, sonra o kararın doğru olup olmayacağına bakılıyor. Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır' 'ifadelerini kullanırken, alın terinin çalınmasını haykırıyordu adeta.

Bugün görüyoruz ki haklıymışız, davamızda haksız değilmişiz.!
15 Temmuz  darbesi ile ortaya çıkan Fetö gerçeğinin futbolu da abluka aldığını ve futbolda da ele geçirdiği takımın da şike sürecinde yırtık dondan çıkar gibi çıkan ve bugün nerede olduğu belli olmayan başkanı Ünal Aysal’ın 'Bu Ateş Üfleyerek Sönmez, Çözüm zamana yayılamaz' açıklaması ile kurulan kumpasa destek veren  takımın Galatasaray olduğu gerçeği gün yüzüne çıkıyordu.
Adı Şike olarak konan dönemde Emenike'nin para sayma görüntüleri var diyenler, o görüntüleri ortaya çıkaramadı ama Galatasaray’ı ele geçiren FETÖ’ye Galatasaraylı futbolcuların bavulla para götürdüğü ortaya çıkardı. Sivas’a bavulla para götürdüler diyenler TFF’nin verdiği primleri GS’li futbolcuların Pensilvanya’ya bavulla taşıdıklarını ortaya çıkardı.

Gerçekler bununla sınırlı kalmıyordu !

Şike Davası sürecinde Türkiye Futbol Federasyonu Etik Kurulu Başkanı olarak görev yapan ve FETÖ soruşturması kapsamında istifa eden Etik Kurulu eski başkanı Oğuz Atalay, 3 Temmuz süreciyle ilgili gündeme adeta bombayı bırakıveriyordu. Atalay, "Şike yoktu, o bir kumpas davasıydı. O iddianameden şike çıkmaz. Polis fezlekesiyle Fenerbahçe aleyhine rapor çıksın diye baskı yapıldı" diyerek kumpasın gerçek yüzünü gözler önüne seriyordu.

Aynı şekilde eski FETÖ'cü Said Alpsoy’un itiraflarından biri olan  "Galatasaray, FETÖ'nün proje takımıdır ve başarılı olmuştur. Aldığı her kupada FETÖ'nün desteği ve etkisi vardır." sözlerinde yatan gerçek  FETÖ’nün Galatasarayı nasıl parlattığı ve haksız olarak kazandığı şampiyonlukların ispatıdır.

İtiraflarını ardı ardına sıralayan Said Alpsoy; Fetö’süz  Galatasaray’ın bir hiç olduğunu, Kazandıkları şampiyonlukların kirli ve ve şaibeli olduğunu bunu GS’li taraftarlar bilseler çok mutsuz olacaklarını beyan ederken gerçekleri ortaya çıkarıyordu.

Buradan anlaşılan gerçek FETÖ çetesinin gücünü arkasına alan, Fetö’nün sırtını sıvazlayan Galatasaray’a hakemler el vermiş, rakip takımlardaki Fötö’cüler  GS’ye yardım etmişler, devlet kademelerinde olan hainler el vermiş, sırtını Fetö’ye yaslayan Galatasaray şaibeli şampiyonluklar kazanırken, halkın takımı olan Fenerbahçe hep kötülenmiş, balta vurulmuş, şikeci damgası vurularak Fenerbahçe’ye karşı nefret tohumları atılıp hep önü kesilmiş. Son dakikalarda şampiyonlukları çalınmış, takım otobüsü kurşunlanmış, taraftarları biber gazı ile boğulmak istenmiş, sahada kazanılan alın teri masa başında çalınmak istenmiş, Fetöt’nün emrinde olan polis sahte tapeler üretmiş, savcılar tutuklamalar yapmış, başkanını, yöneticilerini hapse atmışlar, sadece Türkiye’de değil Galatasaray camiası içerisinde olan hainler topladıkları imzalarla, çarşaf çarşaf kumpas bilgileriyle Fenerbahçe’yi UEFA’ya şikayet ederek Avrupa’da cezalandırılmasını sağlayarak  ekonomik güç kaybına uğratılmış olsa da darağacında boynuna dolanan şike ipinden zerre kadar geri atmamış, mazisini, tarihini gururla, onurla savunmaktan geri kalmamış, adeta küllerinden yeniden dirilerek, kendine yapılan kahpeliklere, haksızlıklara mücadeleye devam etmiş bunu yaparken de Türk Milletine, Devletine Paralel Yapının kirliliğini ve tehlike boyutunu da her ortam da dile getirmekten asla ve asla çekinmemiştir.

Pensilvanya canavarı ve hainleri bunu yaparken altında yatan tek sebeb, büyük Fenerbahçe’yi ele geçirme çabalarının sonuç vermemesi ve başarısız oluşundandır. Böylelikle ele geçirilemeyen halkın takımı Fenerbahçe’ye darbe yapılmıştır.

Yıllar önce Mehmet Ali Birand'ın "Galatasaray UEFA kupasını şikeyle kazanmıştır" açıklamasının  altında yatan gerçeği bugün daha net anlıyor ve algılıyoruz. Bunu anlarken de Hakan Şükür’ün ‘’Galatasaray bugün Galatasaray olduysa bunun en büyük mimarı Fetullah Gülen hoca efendidir’’ demesinde ki gerçek Galatasaray’ın Fetö’nün takımı olduğudur.

Yine aynı şekilde Hıncal Uluç’un "Bu ülkede gerçek manada şike soruşturması açılırsa bu işten en fazla zararlı çıkacak olan takım Galatasaray'dır!" açıklamaları tüm çıplaklığı ile Türk futboluna şike, bölücülük, düşmanlık, masa başı oyunlar, hakem ayarlamalar, oyuncu ayartmalar hep Fetö’nün desteği ve gücünü arkasına alan Galatasaray olduğunun gerçeğidir..

"Adalet; kör ve topaldır, ama gideceği yere er geç ulaşır" denir. Gerçekten öyle. Adaletin körlüğünden, topallığından Balyoz, Ergenekon mağdurları gibi Fenerbahçe’de mağdur  oldu.

Bugün‘’Gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi kötü bir huyu var’’ diyen Aykut Kocaman mı yoksa sahte tapeler, deliller üzerine Fetö’nün hainleri olarak bilinen bu davanın üç ayağının  mimarları olan Emniyetteki ayak Mutlu Ekizoğlu’mu, Kaçak Savcı Zekeriya Öz’mü ve yine kaçak olan Mahkemeye Başkanı Mehmet Ekici’mi haklı?

Haklı olan, gerçeklerin bir gün orta çıkma gibi kötü bir huyu var diyen Ayku Kocamadır.
Haklı olan darağacında bile olsak son sözümüz Fenerbaçe’dir diyen Aziz Yıldırım’dır.
Haklı olan mahkeme kapılarında bekleyen Paralel yapıya duvar ören Fenerbahçe taraftarıdır.

Eninde sonunda aydınlığa kavuştuk.
Kavuştuk da kulübün kasasından çalınan milyon dolarların hesabını kim verecek?
Kaybolan itibarımızı bize kim, nasıl iade edecek?
Ülkenin dört bir yanında Fenerbahçe’ye karşı ekilen nefret tohumlarına kim dur diyecek?

Fenerbahçe bir Temmuz ayında karanlığa bırakılırken yine bir Temmuz ayında karanlıktan aydınlığa doğru yol aldı.

Bu yolun sonu ne olacak?

Bekleyeceğiz ve göreceğiz. Allah büyüktür…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder