http://www.hurriyet.com.tr/dragon-boatta-buyuk-cekisme-40110989
Spor özellikle de Fenerbahçe tutkum.Gerçeği yansıtmayan haksız yazılara karşı yazmak için buradayım
30 Mayıs 2016 Pazartesi
27 Mayıs 2016 Cuma
ÇUBUKLUYA VEDA ZAMANIDIR!
Sen miydin her kupayı
almaktan bahseden!
Aklıma sığmıyor böyle kaybetmek!
Demek ki yine her şey yalan!
Yine fenere hüsran, yine fenere hasret var!
Aklıma sığmıyor böyle kaybetmek!
Demek ki yine her şey yalan!
Yine fenere hüsran, yine fenere hasret var!
Dizelerini Fenerbahçe
taraftarları için ayarlarsak her halde
günün mana ve önemine uygun olacaktır.

Dün akşam inanmışların ve oyunda kopukluklar yaşayan
yeterince konsantre olamayanların maçı vardı sahada. İnanmış olan sarı kırmızılı ekip kupaya
uzanırken, başta hocası ve saha içerisinde olan oyunculardan oluşan sarı
lacivertli ekip motivasyonsuzluğun ve kopukluğun cezasını çekiyordu.
Pereira dün akşam resmen intihar etmiştir. Bir teknik
direktör bu kadar mı beceriksiz olur ? İkinci yarı oyunun hakimiyeti de, top da
Fenerbahçe’de. Fakat gol atacak adam yok. V. Persie’yi oyundan
çıkarıyorsun, hantal ve ağır olan Fernandao’yu oyuna alıyorsun. Orta sahada top
yapan, pas atacak adamın yok. Duran toplarda GS savunmasının zafiyetinden
yararlanacak adamı kulübeye çekiyorsun. Sezonun ikinci yarısı itibari ile hemen
hemen hiç süre almayan Şener ile oyuna başlayıp, uzun bir zamandır ortalarda
gözükmeyen Markoviç’i oyuna alıyorsun. Gönülden oynayan Gökhan kulübede. Josef
gibi beceriksiz bir oyuncuya eski öğrencim deyip bitmek tükenmek bilmeyen sabır
ile oyunda tutarken, Türk futbolunun geleceklerinden biri olan Ozan Tufan’ı
kulübeye mahkum ederek Fenerbahçe’ye balta vuran Pereira elinde kahvesi ile
rahatça maçı seyrederek aslında kendi
ipini kendi çekmeye devam ediyordu.
Bir takım düşünün. Sezon boyunca krizler yaşasın. Yönetim
ve başkanıyla arasında sorunlar olsun, sezonu bir değil dört hocayla
tamamlasın, sezonu altıncı sırada bitirsin, Avrupa kupalarına katılamama cezası
alsın! Buna karşılık, rakibi yaptığı milyon dolarlık transferlerle tarihin en
görkemli kadrosunu kursun ama çok kötü denilen Galatasaray en iyi kadrolu ezeli
rakibini yenerek kupayı alsın ! Dün
akşam ki maçtan sonra başta başkan Aziz Yıldırım vek yönetim urulu oturup
düşünmesi lazım. Biz nerelerde yanlış yapıyoruz diye.
Fenerbahçe milyon euroluk yıldızları tranfer ederken
takıma ruh kazandıramıyor. Takımın ruhu Alex'in gidişi ile birlikte son buldu.
Türkiye’nin en iyi iki yönlü oyununu oynayabilen tek
oyuncusu Emre’yi bedava gönderip, 16 milyon euroya Josef ve Ozan’ı almak akıl
işi değil. Ozan genç ve geleceği olan bir futbolcu Ozan’ı anlarım ama Josef’i
hiç anlamam. 70 milyon Euro harcandığı koca sezonda alınan sonuç kocaman sıfır.
Anlaşılan o ki parayla yada transferlerle
başarı yada şampiyonluk gelmiyor. Şayet böyle olsaydı İngiltere’de
Liecester Cty şampiyon olamazdı. Artık bunu başkanın anlaması lazım.
Braga yenilgisiyle
birlikte Fenerbahçe’de çözülmeler başladı. Ertelenen Galatasaray maçında alınan
beraberlik ile birlikte Fenerbahçe dağıldı. Bu sezon da bir yerlere
kadar gelip başarısızlık gelince suçu hakemlere, federasyona ve diğer
zırvalıklarla bir yerlere atmanın anlamı yok. Şu bir gerçek ki Fenerbahçe uzun yıllardır kısa vadeli
kriz yönetimi yapamıyor. Fenerbahçe’de
kronikleşen krizler uzun yıllardır devam ediyor. Takımı için varını yoğunu
ortaya koyan Caner’in kadro dışı kalması buna verebilecek en iyi örnektir.
Artık üzülerek belirtmek isterim ki ve bunu kabul etmek
gerekir. Aziz Yıldırım Fenerbahçe’deki misyonunu tamamlamıştır. Fenerbahçe
futbol takımı olarak son on yılda rakiplerine fark atmış olmalıydı ama ne
Avrupa’da başarılı olabildi ne de ligi
domine edebildi.
Artık uyanmanın ve başarısızlığın gerçek sebeplerini
görmenin zamanıdır. Bu başarısızlık kulüpte tek adam olan Aziz Yıldırım’a
aittir. Başkan Aziz Yıldırım için tam veda zamanıdır. Kulübü kongreye götürmenin zamanıdır.
İnan başkan çok sevdiğin, sevdan olan çubukluyu emin
ellere teslim etmenin tam zamanıdır.
17 Mayıs 2016 Salı
AVRUPA YOLLARI FENERE TAŞTAN
Fenerbahçe
bu sezon Euroleague'de ve
UEFA kupasında hakem hatalarına kurban olmaktan kurtulamadı.
Hatırlanacagı gibi
Mart ayında Fenerbahçe hakem oyunları ile UEFA kupası dışına bırakılmıştı.
Türkiye’den bir takımın yoluna devam etmesini istemeyen Hıristiyan dünyası
lobisi Türkiye’ye karşı operasyon yapmıştı. O maçta da İvan Bebek Fenerbahçe’yi
kuş başı gibi doğrarken Braga’nın tur atlamasına yardımcı oluyordu. Pazar
geçesi Fenerbaçe’nin futbolda yaşadığı hakem hataları bu defa THY Euroleagau
şampiyonluk maçında da tekrarlanıyor Rus lobisi hakemler üzerinde etkili oluyor
ve Fenerbaçe Avrupanın en prestijli kupasını müzesine götürmekten alıkonuluyordu.
Berlin’de oynanan
THY Euroleague Final Four CSKA Moskova maçında şampiyonluk arayan Fenerbahçe 21 sayı geriye düştüğü maçta
3. periyod ile birlikte kendine gelse de maçın Sloven hakemi Damir Jovar’a
takıldı.
Maçtan önce kafalarda
oluşan, neden Damir Javor CSKA maçına
atandı sorusunun cevabı 3. Periyod ile birlikte yanıtını bulmaya başladı.
Fenerbahçeli Kalinic’in bir pozisyon sırasında dengesini kaybederek üstüne
gelmesi sırasında Kalinic’i sertçe iten VTB Liği’nin CEO’su Sergey Kushcenko’ya
sessiz kalan Javor bu hamle ile kritik hataların daha doğrusu tezgahlanan kirli
oyunun ilk hamlesini yapıyordu.. Sergey Kushcenko ,CSKA Moskova'nın da oynadığı VTB Ligi'nde düdük çalan Damir Javor'un
patronu olması önemli bir detay!
Maçta dikkat çeken hakem hataları özellikle 4. Periyod
ve uzatma anlarında daha net olarak gözler önüne serildi. Bu anlarda maçın
kaderini etkileyen kararların altına imza atan maçın hakem üçlüsü bir anlamda
maçın ilk yarısında CSKA’nın eline geçirdiği
kupayı Fenerbahçe’nin çekip almasına müsaade etmediler.
Bir pozisyonda Kostas Sloukas’a gelen bir müdahale ile
yerde kalması Fenerbahçe lehine faul verilmesi gerekirken Kosta’ın topa ayakla müdahale ettiği
gerekçesi ile topu CSKA’ya verip hücum şansı Ruslara geçiyordu. Yine maçın
uzatma dakikalarında CSKA yarı saha çizgisi üzerinde steps yapan CSKA’lı
oyuncun stepsini görmeyen hakemler ne hikmetse Ekpe Udoh’a faul çalıyordu.
Böylelikle tartışmasız faulleri, hatalı yürüme gibi pozisyonlarda CSKA aleyhine
düdük çalmayan Sloven Damir Javor ve arkadaşları Fenerbahçe’ye adeta demir gibi yumruklar atarak Fenerbahçe’nin
ritmini bozarken, CSKA lehine verdiği kararlarla Rus Ekibinin Euroleague
şampiyonu olmasını sağlıyorlardı.
Maçı 96-101 kaybeden Fenerbahçe’de maçtan sonra hakeme
isyan ve hüzün hakim olurken, düzenlenen kirli tezgahla kupayı müzesine götüren
CSKA Moskava cephesinde ise sessizlik
hakim oluyordu.
Böylelikle anlaşılıyor ki ne kadar yatırımlar
yaparsanız yapın, önemli yıldızları kadronuza katın, Avrupa’da yeterince lobiye
sahip değilseniz kaybetmeye mahkumsunuz.
Avrupa’nın yolları taştan, sen çıkardın beni baştan
dizelerini her iki maçın hakemleri için ayarlamış olursak, her iki maçında
suçluları maçın hakemleridir…
.
12 Mayıs 2016 Perşembe
VİTOR PEREİRA GİTMELİ Mİ?
Fenerbahçe’de kaçan şampiyonlukla birlikte gündem Vitor Pereira üzerine yoğunlaştı.
Vitor Pereira kalsın mı, gitsin mi? Tartışmalar Fenerbahçe’deki ana konu haline gelmiş durumda. Medyadaki kalemlerin kimilerine göre 48 yaşında Potekizli hoca kalmalı, kimilerine göre ise derhal gönderilmeli.
Aslında kamuoyunu yokladığımızda çoğunluk Portekizli hocanın kalmasından yana. Kaçan şampiyonluk her ne kadar Vitor Pereira’ya mal edilse de ortak fikir, sezon başında yapılan transfer politikasında ki yapılan yanlışlarda etkenlerden biri olarak gösterilmekte. Takıma bir 10 numaranın kazandırılamaması ve forvet oyuncuları transferinde ki yanlışlar Vitor Pereira’nın kalması ve kontratını tamamlaması gerektiği yönündeki görüşler ağır basmaktadır.
Aslında kamuoyunu yokladığımızda çoğunluk Portekizli hocanın kalmasından yana. Kaçan şampiyonluk her ne kadar Vitor Pereira’ya mal edilse de ortak fikir, sezon başında yapılan transfer politikasında ki yapılan yanlışlarda etkenlerden biri olarak gösterilmekte. Takıma bir 10 numaranın kazandırılamaması ve forvet oyuncuları transferinde ki yanlışlar Vitor Pereira’nın kalması ve kontratını tamamlaması gerektiği yönündeki görüşler ağır basmaktadır.
Başka bir görüş ise, Vitor Pereira’ın ilk sezonu olmasından dolayı her ne kadar hatalar yapsa da, artık Türkiye’yi ve Türk futbolunu tanıdığını önümüzde ki sezon takımı mutlaka şampiyonluğa taşıyacağını ayrıca yeni bir yabancı hocanın takıma fayda dan ziyade zarar sağlayacağı görüşleri ağırlık kazanmaktadır. Çünkü yeni yabancı bir hocanın isteklerinin bir hayli fazla olacağı ve bununda takıma ek maliyetler getireceği konuşulmaktadır.
Aslında yukarıda ki görüşleri tek tek ele aldığımızda Vitor Pereira’ın kalması gerektiğinin haklılık yönleri ağır basmaktadır. Bu görüşlerden yola çıkarak Şuan Alman Milli takımı başında bulunan Joachim Löw’de böyle bir ortam da Fenerbahçe’den uzaklaştırıldıktan sonra nasıl başarılı bir hoca olduğunu tüm dünya görmüş oldu.
Joachim Löw dönemini ve takımdan nasıl gönderildiğini tarihe bakıp hatırlarsak aslında Aziz Yıldırım’ın hata yaptığını daha açık şekilde anlayabiliriz.
1988- 89 Sezonunda Fenerbahçe’nin başına Joachim Löw’ü getiren Aziz Yıldırım 38 yaşında ki Alman hocayla başarının geleceğine yürekten inanıyordu. Nitekim Löw döneminde Fenerbahçe oynadığı güzel futbolla alkış alıyordu. Takım devreyi lider bitirirken devre arasında da Alman hocanın sözleşmesi uzatılıyordu: “Bu anlaşmayı imzalamamızın takımın lider olmasıyla ilgisi yok. Fenerbahçe’de artık kurumsallaşmanın baş şartı olan devamlılık ilkesi hakimdir’’ diye açıklamalarda bulunan Başkan Aziz Yıldırım kurumsallık temelini atmaya çalışıyordu. İkinci devre ile üst üste gelen sakatlıklar Fenerbahçe'nin başında kara bulutlar dolaştırıyordu.. Ligin 21. haftasındaki Samsunspor maçında önce Metin Diyadin'in ardından Beşiktaş derbisinde de Uche'nin ayağı kırılıyordu. Löw’ün elini kulunu bağlayan sakatlıklar Fenerbahçe’yi liderlikten ederken, zirveden de uzaklaşıyordu. Birde liğin ilk yarısının yıldızı Baliç’in Real Madrid’e transferi liğin ikinci yarısında Baliç’in performansını etkiliyor, her hangi bir sakatlık yaşaması için maçlarda ikinci yarı ile birlikte fazla verimli olamıyordu bebek yüzlü Elvir Baliç .O sırada Aziz Yıldırım her ne kadar Löw’ün arkasındayız dese de 2. Lig’e Vanspor’u şampiyon yapan camianın sevilen çocuğu Rıdvan Dilmen’le de görüşmeye başlamıştı. 15 gün sonra Löw gönderildi, Rıdvan Dilmen yeni teknik direktör olarak ilan edildi.Fakat beklenen başarı yine gelmedi.
Temmuz 2006’da Alman Milli Taklımı Teknik kadrosuna dahil olan Löw kariyerini 2010 FIFA Dünya Kupası ikinciliği, 2014 FİFA Dünya kupası Şampiyonluğu, 2008’de Avrupa Futbol Şampiyonası ikinciliği, 2012 ‘de de aynı kupada üçüncü olarak parlatıyordu.
Joachim Löw’ün gönderilmesi o dönem hataydı. Bunu daha sonraki yıllarda daha iyi anlayan Aziz Yıldırım alman hocayı tekrar takımın başına getirmek istese de kaçan balık büyük olur misali bir türlü bu isteğini yerine getiremiyordu.
Camianın sevilen çocuğu Rıdvan Dilmen’e tercih edilen Joachim Löw bu gün, futbol dünyasının en büyük futbol hocaları arasında yerini alırken, Rıdvan Dilmen yorumculuktan ileriye gidemedi.
Geçmiş tarihi ve bu günü karşılaştırdığımızda Vitor Pereira aslında Joachim Löw ile hemen hemen aynı kaderi yaşamaktadır. Oynattığı futbol ile alkışları toplayan Joachim Löw’ e verilmeyen şans bu defa Vitor Pereira’ya verilmelidir düşüncesindeyim. 48 yaşında ki çaylak diye hitap ettiğimiz Potekizli hoca başarıya aç ve kendisini Avrupa vitrinine sokma çabasında. Bunun için önümüzde ki sezon Türkiye ve Türk Futbolunu tanıyan Vitor Pereira başarılı olacaktır.
İlk sezonda UEFA’da son 16’ ya giren, Süper ligi ikinci sırada bitiren ve Ziraat Türkiye Kupasında finale kalma başarısını gösteren Vitor Pereira takımın başında kalmalıdır.
11 Mayıs 2016 Çarşamba
FENERBAHÇEDE KAÇAN ŞAMPİYONLUĞUN SORUMLULARI!
2015 -2016 Sezonunda Fenerbahçe'nin şampiyonluğu kaybetmesinin tek suçlusu Fenerbahçe'nin kendisidir.
Hiç bir şekilde hakemlere, diğer kulüplere, TFF'ye ya da başka güçlere mal edilemez. Bu sezon Fenerbahçe baltayı kendi bacağına kendisi vurmuştur. Şampiyonluk Başakşehir maçıyla değil, Bursa'da oynanan ve berabere biten Bursa maçıyla birlikte gitmiştir. Ondan sonra oynanan maçlar şampiyonu değil,lig ikinciliğini belirleme maçlarıdır.
Bir türlü istenilen seviyeye ve arzu edilen takım olma olgusuna sezon boyunca ulaşamayan Fenerbahçe'de bu durumun oluşmasında aktif rol oynayan ve takımı idare etme konusunda yetersiz kalan teknik direktör V. Pereira, sahada vurdum duymaz biçimde oynayan sorumsuz futbolcular ve taraflı tarafsız herkesin tepkisini toplayan başkan Aziz yıldırım kaçan şampiyonluğun baş sorumlularıdır.
Bu arada oynadığı oyun ile herkesin takdirini toplayan evsiz barksız Beşiktaş'ın başarılı oyununu göz ardı etmemek gerekir. Sonuçta BJK hak ettiği şampiyonluğa kavuşurken, milyon Euroluk transferler yapan Fenerbahçe ancak ikincilik ile yetindi.
Fenerbahçe'nin başarısızlığında etkin rol oynayanları alt alta yazarsak, futbol takımının neden başarısız olduğu daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.
Hiç bir şekilde hakemlere, diğer kulüplere, TFF'ye ya da başka güçlere mal edilemez. Bu sezon Fenerbahçe baltayı kendi bacağına kendisi vurmuştur. Şampiyonluk Başakşehir maçıyla değil, Bursa'da oynanan ve berabere biten Bursa maçıyla birlikte gitmiştir. Ondan sonra oynanan maçlar şampiyonu değil,lig ikinciliğini belirleme maçlarıdır.
Bir türlü istenilen seviyeye ve arzu edilen takım olma olgusuna sezon boyunca ulaşamayan Fenerbahçe'de bu durumun oluşmasında aktif rol oynayan ve takımı idare etme konusunda yetersiz kalan teknik direktör V. Pereira, sahada vurdum duymaz biçimde oynayan sorumsuz futbolcular ve taraflı tarafsız herkesin tepkisini toplayan başkan Aziz yıldırım kaçan şampiyonluğun baş sorumlularıdır.
Bu arada oynadığı oyun ile herkesin takdirini toplayan evsiz barksız Beşiktaş'ın başarılı oyununu göz ardı etmemek gerekir. Sonuçta BJK hak ettiği şampiyonluğa kavuşurken, milyon Euroluk transferler yapan Fenerbahçe ancak ikincilik ile yetindi.
Fenerbahçe'nin başarısızlığında etkin rol oynayanları alt alta yazarsak, futbol takımının neden başarısız olduğu daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.
VİTOR PEREİRA : Fenerbahçe'nin büyüklüğünü anlayamadı. Takım kurgusunu ve oyuncu seçimlerinde hatalar yaptı. Deyim yerindeyse çaylak bir hoca olduğunu kaçan şampiyonlukla ispatladı.
AZİZ YILDIRIM : 3 Temmuz sürecine takılı kaldığı için takımla fazla ilgilenmedi. Fenerbahçe'yi kendi şirketi gibi idare etmeye çalıştı. Herkese rest çekti. İsteyen istediği yere gider diyerek takıma darbe yaptı.
DİEGO RİBAS : Kendisinde bekleneni bir türlü veremedi. Orta alanda bal yapmaya arı gibi etrafında dönüp durdu. 10 Numara için ideal adam olamadı.
CANER ERKİN : Takımda sürekli huzursuzluk çıkarttı. Oynadığı maçlarda oyunu gerdi. Bu da yetmez gibi takıma ihanet edip, kadro dışı kaldı.
ROBİN VAN PERSİE : Uçan Hollandalı uçmayı bir kenara bırakın kanat bile çırpamadı. Eto ve Gomes golleri bir bir atarken Robin Van Persie sürekli fizik kondisyon yetersizliği, takıma uyum sorunu yaşadı. Bir türlü kendine gelemeyip beklentilerin altında kaldı.İsmi ne kadar büyük olsa da katkısı bir o kadar küçük oldu.
LUİS NANİ : Beklentiler bir hayli yüksekti. Uzun uğraşlar sonucunda takıma kazandırıldı. Bir kaç maç ve son maçlar hariç vasatı aşamadı.Kapasitesinin altında kaldı. Kanat oynamasını sorun yaptı. Fakat takımı sırtlaması gerekirken arkadaşlarının sırtından aşağı inmedi....
10 Mayıs 2016 Salı
FENERBAHÇE ŞAMPİYONLUĞU NEDEN KAYBETTİ!
Tarihinin en pahalı takımını kuran Fenerbahçe yine hüsrana
uğramaktan kurtulamadı. Fenerbahçe göz
kamaştırıcı yıldızları kadrosuna katsa da, hocasını ve oyuncu yapısını doğru
seçemediği için hayal kırıklığı yaşamak artık Fenerbahçe’ye alışkanlık oldu.
Fenerbahçe ne kadar yıldızlar topluluğu bir takım olsa da
takım olamadı. Takım olamamanın vermiş olduğu zafiyet Fenerbahçe’yi şampiyonluktan etti.
Fenerbahçe camiasına ve taraftarlarına yazık. Sokağa atılan
milyon Eurolara yazık. Tarihinin en pahalı kadrosu kazanmak zorunda olduğu bir
maçı kazanamıyorsa, takımın hocasına ve sahada olan milyon Euroluk eşeklere yazık.
Her sene şampiyonluğa oynayan Fenerbahçe’nin en büyük fobisi
deplasman zafiyeti. Deplasmanda kazanma oranını yüzde atmış, yetmişlere çıkaramayan Fenerbahçe için
şampiyonluktan bahsetmek sadece kağıt üzerinde kalıyor.
Ligin bitimine üç maç kala sen sahada varını yoğunu ortaya
koyamıyorsan, kazanmak için çırpınmıyorsan, iyi mücadele etmiyorsan, sahada
oynanan oyuna ve skora isyan eden oyuncun yoksa, kenarda doğru zaman da hamle yapamayan bir hocaya sahipsen her sene
Mayısta şampiyonluk hayal olmaktan öteye gidemez.
Sezon başından bu yana kimse Vitor Pereira’ya Fenerbahçe’nin
savunma değil hücum futbolu oynaması gerektiğini anlatmadı yada anlatamadı.
Sezonun ilk yarısında içerde ve dışarda maçların çoğu 1-0 yada tek farklı skorla bitti. Burada
hoca Fenerbahçe’nin büyüklüğünü
anlayamadı. Bu takımın başına kimi koyarsan koy zaten en az ligi ikinci
bitirirdi.
Fenerbahçe sezon başında milyon Eurolar harcarken transferde
iki kritik hata yaptı. Bunların birincisi; oyunu yönlendirecek, takımı organize
edecek, takımı hızlı hücuma taşıyacak, forvet oyuncularına gol yollarında pozisyonlar
hazırlayacak bir beyin yani 10 numara oyuncu transferi yapamaması.
İkincisi; Forvet oyuncuları tercihini yanlış yapması. Dünya
yıldızı santrafor ya da gol kralı olmuş
bir santrafor alabilirsiniz. Fakat aldıkları oyuncular Fenerbahçe’ye uymadı.
Alınan santraforların biri hantal ve ağır çıkarken, diğeri uyum sürecini bir
türlü atamayarak Fenerbahçe’li taraftarları uyuttular.
Bu önemli iki
transfer hatasına birde Vitor Pereira gibi çaylak bir teknik
direktör eklenince beklenen şampiyonluk
yerine başarısızlık kaçınılmaz oldu.
Ayrıca başkan Aziz Yıldırım’a da ayrı bir paraf açmak
gerekir. ‘’İsteyen istediği yere gider’’ diye yaptığı açıklama ile aslında
takıma en büyük zararı vermiştir. Önemli olan takıma yıldızları katmak kadar,
elindeki değerleri de tutmak gerekir. Takımın iskeletini oluşturan M. Topal, G.
Gönül ve C. Erkin için söylediği bu söz
takımın motivasyonuna darbe etkisi yapmıştır.
Bu gün Beşiktaş’ın şampiyonluğuna Beşiktaşlılardan çok sevinen Galatasaray ve
diğer takımların sevinci apaçık Fenerbahçe düşmanlığını gözler önüne
sermektedir.
İsteyen istediği yere gider açıklaması ile, istenilen ve
beklenilen şampiyonluk ezeli rakibe giderken, artık Başkan Aziz Yıldırım’da
hocasını yanına alarak, Fenerbahçe’nin büyüklüğünü bilen yeni bir hocaya ve yeni
bir başkana emanet ederek yılların vermiş olduğu yorgunluğu
atmak için kulüple yollarını ayırmalıdır…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)