Sen miydin her kupayı
almaktan bahseden!
Aklıma sığmıyor böyle kaybetmek!
Demek ki yine her şey yalan!
Yine fenere hüsran, yine fenere hasret var!
Aklıma sığmıyor böyle kaybetmek!
Demek ki yine her şey yalan!
Yine fenere hüsran, yine fenere hasret var!
Dizelerini Fenerbahçe
taraftarları için ayarlarsak her halde
günün mana ve önemine uygun olacaktır.

Dün akşam inanmışların ve oyunda kopukluklar yaşayan
yeterince konsantre olamayanların maçı vardı sahada. İnanmış olan sarı kırmızılı ekip kupaya
uzanırken, başta hocası ve saha içerisinde olan oyunculardan oluşan sarı
lacivertli ekip motivasyonsuzluğun ve kopukluğun cezasını çekiyordu.
Pereira dün akşam resmen intihar etmiştir. Bir teknik
direktör bu kadar mı beceriksiz olur ? İkinci yarı oyunun hakimiyeti de, top da
Fenerbahçe’de. Fakat gol atacak adam yok. V. Persie’yi oyundan
çıkarıyorsun, hantal ve ağır olan Fernandao’yu oyuna alıyorsun. Orta sahada top
yapan, pas atacak adamın yok. Duran toplarda GS savunmasının zafiyetinden
yararlanacak adamı kulübeye çekiyorsun. Sezonun ikinci yarısı itibari ile hemen
hemen hiç süre almayan Şener ile oyuna başlayıp, uzun bir zamandır ortalarda
gözükmeyen Markoviç’i oyuna alıyorsun. Gönülden oynayan Gökhan kulübede. Josef
gibi beceriksiz bir oyuncuya eski öğrencim deyip bitmek tükenmek bilmeyen sabır
ile oyunda tutarken, Türk futbolunun geleceklerinden biri olan Ozan Tufan’ı
kulübeye mahkum ederek Fenerbahçe’ye balta vuran Pereira elinde kahvesi ile
rahatça maçı seyrederek aslında kendi
ipini kendi çekmeye devam ediyordu.
Bir takım düşünün. Sezon boyunca krizler yaşasın. Yönetim
ve başkanıyla arasında sorunlar olsun, sezonu bir değil dört hocayla
tamamlasın, sezonu altıncı sırada bitirsin, Avrupa kupalarına katılamama cezası
alsın! Buna karşılık, rakibi yaptığı milyon dolarlık transferlerle tarihin en
görkemli kadrosunu kursun ama çok kötü denilen Galatasaray en iyi kadrolu ezeli
rakibini yenerek kupayı alsın ! Dün
akşam ki maçtan sonra başta başkan Aziz Yıldırım vek yönetim urulu oturup
düşünmesi lazım. Biz nerelerde yanlış yapıyoruz diye.
Fenerbahçe milyon euroluk yıldızları tranfer ederken
takıma ruh kazandıramıyor. Takımın ruhu Alex'in gidişi ile birlikte son buldu.
Türkiye’nin en iyi iki yönlü oyununu oynayabilen tek
oyuncusu Emre’yi bedava gönderip, 16 milyon euroya Josef ve Ozan’ı almak akıl
işi değil. Ozan genç ve geleceği olan bir futbolcu Ozan’ı anlarım ama Josef’i
hiç anlamam. 70 milyon Euro harcandığı koca sezonda alınan sonuç kocaman sıfır.
Anlaşılan o ki parayla yada transferlerle
başarı yada şampiyonluk gelmiyor. Şayet böyle olsaydı İngiltere’de
Liecester Cty şampiyon olamazdı. Artık bunu başkanın anlaması lazım.
Braga yenilgisiyle
birlikte Fenerbahçe’de çözülmeler başladı. Ertelenen Galatasaray maçında alınan
beraberlik ile birlikte Fenerbahçe dağıldı. Bu sezon da bir yerlere
kadar gelip başarısızlık gelince suçu hakemlere, federasyona ve diğer
zırvalıklarla bir yerlere atmanın anlamı yok. Şu bir gerçek ki Fenerbahçe uzun yıllardır kısa vadeli
kriz yönetimi yapamıyor. Fenerbahçe’de
kronikleşen krizler uzun yıllardır devam ediyor. Takımı için varını yoğunu
ortaya koyan Caner’in kadro dışı kalması buna verebilecek en iyi örnektir.
Artık üzülerek belirtmek isterim ki ve bunu kabul etmek
gerekir. Aziz Yıldırım Fenerbahçe’deki misyonunu tamamlamıştır. Fenerbahçe
futbol takımı olarak son on yılda rakiplerine fark atmış olmalıydı ama ne
Avrupa’da başarılı olabildi ne de ligi
domine edebildi.
Artık uyanmanın ve başarısızlığın gerçek sebeplerini
görmenin zamanıdır. Bu başarısızlık kulüpte tek adam olan Aziz Yıldırım’a
aittir. Başkan Aziz Yıldırım için tam veda zamanıdır. Kulübü kongreye götürmenin zamanıdır.
İnan başkan çok sevdiğin, sevdan olan çubukluyu emin
ellere teslim etmenin tam zamanıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder