Fenerbahçe’de kaçan şampiyonlukla birlikte gündem Vitor Pereira üzerine yoğunlaştı.
Vitor Pereira kalsın mı, gitsin mi? Tartışmalar Fenerbahçe’deki ana konu haline gelmiş durumda. Medyadaki kalemlerin kimilerine göre 48 yaşında Potekizli hoca kalmalı, kimilerine göre ise derhal gönderilmeli.
Aslında kamuoyunu yokladığımızda çoğunluk Portekizli hocanın kalmasından yana. Kaçan şampiyonluk her ne kadar Vitor Pereira’ya mal edilse de ortak fikir, sezon başında yapılan transfer politikasında ki yapılan yanlışlarda etkenlerden biri olarak gösterilmekte. Takıma bir 10 numaranın kazandırılamaması ve forvet oyuncuları transferinde ki yanlışlar Vitor Pereira’nın kalması ve kontratını tamamlaması gerektiği yönündeki görüşler ağır basmaktadır.
Aslında kamuoyunu yokladığımızda çoğunluk Portekizli hocanın kalmasından yana. Kaçan şampiyonluk her ne kadar Vitor Pereira’ya mal edilse de ortak fikir, sezon başında yapılan transfer politikasında ki yapılan yanlışlarda etkenlerden biri olarak gösterilmekte. Takıma bir 10 numaranın kazandırılamaması ve forvet oyuncuları transferinde ki yanlışlar Vitor Pereira’nın kalması ve kontratını tamamlaması gerektiği yönündeki görüşler ağır basmaktadır.
Başka bir görüş ise, Vitor Pereira’ın ilk sezonu olmasından dolayı her ne kadar hatalar yapsa da, artık Türkiye’yi ve Türk futbolunu tanıdığını önümüzde ki sezon takımı mutlaka şampiyonluğa taşıyacağını ayrıca yeni bir yabancı hocanın takıma fayda dan ziyade zarar sağlayacağı görüşleri ağırlık kazanmaktadır. Çünkü yeni yabancı bir hocanın isteklerinin bir hayli fazla olacağı ve bununda takıma ek maliyetler getireceği konuşulmaktadır.
Aslında yukarıda ki görüşleri tek tek ele aldığımızda Vitor Pereira’ın kalması gerektiğinin haklılık yönleri ağır basmaktadır. Bu görüşlerden yola çıkarak Şuan Alman Milli takımı başında bulunan Joachim Löw’de böyle bir ortam da Fenerbahçe’den uzaklaştırıldıktan sonra nasıl başarılı bir hoca olduğunu tüm dünya görmüş oldu.
Joachim Löw dönemini ve takımdan nasıl gönderildiğini tarihe bakıp hatırlarsak aslında Aziz Yıldırım’ın hata yaptığını daha açık şekilde anlayabiliriz.
1988- 89 Sezonunda Fenerbahçe’nin başına Joachim Löw’ü getiren Aziz Yıldırım 38 yaşında ki Alman hocayla başarının geleceğine yürekten inanıyordu. Nitekim Löw döneminde Fenerbahçe oynadığı güzel futbolla alkış alıyordu. Takım devreyi lider bitirirken devre arasında da Alman hocanın sözleşmesi uzatılıyordu: “Bu anlaşmayı imzalamamızın takımın lider olmasıyla ilgisi yok. Fenerbahçe’de artık kurumsallaşmanın baş şartı olan devamlılık ilkesi hakimdir’’ diye açıklamalarda bulunan Başkan Aziz Yıldırım kurumsallık temelini atmaya çalışıyordu. İkinci devre ile üst üste gelen sakatlıklar Fenerbahçe'nin başında kara bulutlar dolaştırıyordu.. Ligin 21. haftasındaki Samsunspor maçında önce Metin Diyadin'in ardından Beşiktaş derbisinde de Uche'nin ayağı kırılıyordu. Löw’ün elini kulunu bağlayan sakatlıklar Fenerbahçe’yi liderlikten ederken, zirveden de uzaklaşıyordu. Birde liğin ilk yarısının yıldızı Baliç’in Real Madrid’e transferi liğin ikinci yarısında Baliç’in performansını etkiliyor, her hangi bir sakatlık yaşaması için maçlarda ikinci yarı ile birlikte fazla verimli olamıyordu bebek yüzlü Elvir Baliç .O sırada Aziz Yıldırım her ne kadar Löw’ün arkasındayız dese de 2. Lig’e Vanspor’u şampiyon yapan camianın sevilen çocuğu Rıdvan Dilmen’le de görüşmeye başlamıştı. 15 gün sonra Löw gönderildi, Rıdvan Dilmen yeni teknik direktör olarak ilan edildi.Fakat beklenen başarı yine gelmedi.
Temmuz 2006’da Alman Milli Taklımı Teknik kadrosuna dahil olan Löw kariyerini 2010 FIFA Dünya Kupası ikinciliği, 2014 FİFA Dünya kupası Şampiyonluğu, 2008’de Avrupa Futbol Şampiyonası ikinciliği, 2012 ‘de de aynı kupada üçüncü olarak parlatıyordu.
Joachim Löw’ün gönderilmesi o dönem hataydı. Bunu daha sonraki yıllarda daha iyi anlayan Aziz Yıldırım alman hocayı tekrar takımın başına getirmek istese de kaçan balık büyük olur misali bir türlü bu isteğini yerine getiremiyordu.
Camianın sevilen çocuğu Rıdvan Dilmen’e tercih edilen Joachim Löw bu gün, futbol dünyasının en büyük futbol hocaları arasında yerini alırken, Rıdvan Dilmen yorumculuktan ileriye gidemedi.
Geçmiş tarihi ve bu günü karşılaştırdığımızda Vitor Pereira aslında Joachim Löw ile hemen hemen aynı kaderi yaşamaktadır. Oynattığı futbol ile alkışları toplayan Joachim Löw’ e verilmeyen şans bu defa Vitor Pereira’ya verilmelidir düşüncesindeyim. 48 yaşında ki çaylak diye hitap ettiğimiz Potekizli hoca başarıya aç ve kendisini Avrupa vitrinine sokma çabasında. Bunun için önümüzde ki sezon Türkiye ve Türk Futbolunu tanıyan Vitor Pereira başarılı olacaktır.
İlk sezonda UEFA’da son 16’ ya giren, Süper ligi ikinci sırada bitiren ve Ziraat Türkiye Kupasında finale kalma başarısını gösteren Vitor Pereira takımın başında kalmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder