Tarihinin en pahalı takımını kuran Fenerbahçe yine hüsrana
uğramaktan kurtulamadı. Fenerbahçe göz
kamaştırıcı yıldızları kadrosuna katsa da, hocasını ve oyuncu yapısını doğru
seçemediği için hayal kırıklığı yaşamak artık Fenerbahçe’ye alışkanlık oldu.
Fenerbahçe ne kadar yıldızlar topluluğu bir takım olsa da
takım olamadı. Takım olamamanın vermiş olduğu zafiyet Fenerbahçe’yi şampiyonluktan etti.
Fenerbahçe camiasına ve taraftarlarına yazık. Sokağa atılan
milyon Eurolara yazık. Tarihinin en pahalı kadrosu kazanmak zorunda olduğu bir
maçı kazanamıyorsa, takımın hocasına ve sahada olan milyon Euroluk eşeklere yazık.
Her sene şampiyonluğa oynayan Fenerbahçe’nin en büyük fobisi
deplasman zafiyeti. Deplasmanda kazanma oranını yüzde atmış, yetmişlere çıkaramayan Fenerbahçe için
şampiyonluktan bahsetmek sadece kağıt üzerinde kalıyor.
Ligin bitimine üç maç kala sen sahada varını yoğunu ortaya
koyamıyorsan, kazanmak için çırpınmıyorsan, iyi mücadele etmiyorsan, sahada
oynanan oyuna ve skora isyan eden oyuncun yoksa, kenarda doğru zaman da hamle yapamayan bir hocaya sahipsen her sene
Mayısta şampiyonluk hayal olmaktan öteye gidemez.
Sezon başından bu yana kimse Vitor Pereira’ya Fenerbahçe’nin
savunma değil hücum futbolu oynaması gerektiğini anlatmadı yada anlatamadı.
Sezonun ilk yarısında içerde ve dışarda maçların çoğu 1-0 yada tek farklı skorla bitti. Burada
hoca Fenerbahçe’nin büyüklüğünü
anlayamadı. Bu takımın başına kimi koyarsan koy zaten en az ligi ikinci
bitirirdi.
Fenerbahçe sezon başında milyon Eurolar harcarken transferde
iki kritik hata yaptı. Bunların birincisi; oyunu yönlendirecek, takımı organize
edecek, takımı hızlı hücuma taşıyacak, forvet oyuncularına gol yollarında pozisyonlar
hazırlayacak bir beyin yani 10 numara oyuncu transferi yapamaması.
İkincisi; Forvet oyuncuları tercihini yanlış yapması. Dünya
yıldızı santrafor ya da gol kralı olmuş
bir santrafor alabilirsiniz. Fakat aldıkları oyuncular Fenerbahçe’ye uymadı.
Alınan santraforların biri hantal ve ağır çıkarken, diğeri uyum sürecini bir
türlü atamayarak Fenerbahçe’li taraftarları uyuttular.
Bu önemli iki
transfer hatasına birde Vitor Pereira gibi çaylak bir teknik
direktör eklenince beklenen şampiyonluk
yerine başarısızlık kaçınılmaz oldu.
Ayrıca başkan Aziz Yıldırım’a da ayrı bir paraf açmak
gerekir. ‘’İsteyen istediği yere gider’’ diye yaptığı açıklama ile aslında
takıma en büyük zararı vermiştir. Önemli olan takıma yıldızları katmak kadar,
elindeki değerleri de tutmak gerekir. Takımın iskeletini oluşturan M. Topal, G.
Gönül ve C. Erkin için söylediği bu söz
takımın motivasyonuna darbe etkisi yapmıştır.
Bu gün Beşiktaş’ın şampiyonluğuna Beşiktaşlılardan çok sevinen Galatasaray ve
diğer takımların sevinci apaçık Fenerbahçe düşmanlığını gözler önüne
sermektedir.
İsteyen istediği yere gider açıklaması ile, istenilen ve
beklenilen şampiyonluk ezeli rakibe giderken, artık Başkan Aziz Yıldırım’da
hocasını yanına alarak, Fenerbahçe’nin büyüklüğünü bilen yeni bir hocaya ve yeni
bir başkana emanet ederek yılların vermiş olduğu yorgunluğu
atmak için kulüple yollarını ayırmalıdır…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder